prom

141 13 50
                                    

Hiçbir zaman her partiye gitmeye çalışan, her zaman dışarıda vakit geçirip arkadaşlarımla her şeyi yapmaya çalışan bir tip olmamıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hiçbir zaman her partiye gitmeye çalışan, her zaman dışarıda vakit geçirip arkadaşlarımla her şeyi yapmaya çalışan bir tip olmamıştım. Lise hayatım da bundan farksızdı. Birçok insanın aksine gerçekten ders çalışmayı seviyorum ve ders çalışmak bir zulümmüş gibi gelmiyordu.

Geleceğimin dün olan sınavla belirlenecek olması beni biraz korkutmuştu ama doğrusu artık rahatlamış bir şekilde hareket edebilmek çok daha güzel hissettiriyordu. Üniversite sınavımız bitmişti. Sınavlar açısından geçirdiğim en stresli yıl sonunda bitmişti. Onun aksine yaşadığım en olaylı yıl ise bitmemişti, belki de yeni başlıyordu.

Aeri yanımdayken alışverişe gelmek çok zordu. Bunu size söylemiş miydim? Tek başıma olsam iki saatimi alacak bir şey için beş saattir ortalıkta dolaşıyorduk. Beş saat.

"Onu da deneyeceğim." Gözlerimi devirdim. Elinde siyah bir elbise ile dönerek yanıma geldiğinde gözlerimi elbiselerin üstünden çekerek ona baktım. "Jeno siyah bir takım giyiyormuş." diye mırıldandı. "Bilmek istersin diye düşündüm."

Ellerimi elbiselerin asılı olduğu askılardan çekmeden "İşin gücün yok mu, bunu soruyorsun?" diye mırıldandım. "Mark söyledi." Aeri bağırarak kabinlere doğru ilerlerken güldüm.

Dün sınav sonrasında biraz dışarı çıkıp hava almak için yürürken bir anda Jeno karşıma çıkmıştı. Bir anda olmadığını biliyordum. Telefonumu yanıma almadığım için annemi arayıp nerede olduğumu sormuştu, annem eve geldiğimde söylemişti.

Okulumuzun acelesini anlayamamıştım ama yarın mezuniyet balomuz vardı. Daha önce yaşanan bir sürü şey nedeniyle elbise almaya vaktim olmamıştı, son güne kalmıştı.

Telefonumun titremesi ile cebimden çıkarıp gelen mesaja baktığımda gülümsedim. Jeno'dandı.

motorcu <3
Günaydın güzelim.
Çok geç kalkmışım ya.

siz
Günaydın <3
Eve ne kadar geç gittiğinin farkında mısın?
Geç kalkman normal sanki...

motorcu <3
Sen kalkmışsın ama...
Neredesin?

siz
Dışarıdayım, Aeri'yle alışverişe çıktık.
Elbise deniyorum.

motorcu <3
Fotoğrafın yok mu?

siz
Yarın görürsün :)

Bir şeyler yazmaya devam ettiği sırada Aeri'nin seslendiğini duymamla ekranı kilitleyip telefonu arka cebime sıkıştırdım.

"Çok mu bol oldu?" Kafamı iki yana sallayıp arkasına geçtim. "Gayet güzel duruyor Aeri." Aynanın önünde kendine bakmak için önce sağına sonra da soluna döndü.

"Bilemedim." diye mırıldandı. "Bir tuhaf oldu sanki."

"Diğerlerini de dene." Aniden bana döndüğünde şaşkınlıktan bir adım geri gittim. "Yürü." dedi. "Yarın mezuniyet var ama senin kıyafetin yok Jimin." Gözlerimi devirmekle yetindiğim sırada önüme geçip askılardaki elbiselerden birini aldı.

"Al bunu dene." diyerek elime uzattı. Koyu mavi, oldukça iddialı bir renkti. Elbiseye tuhaf bir bakış attığım sırada elime bir tane daha elbise tutuşturdu. "Bunu da dene." Jeno'nun giyeceği takımın siyah olduğunu söylemişti, herhalde ondan dolayı bu seferki elbise siyahtı. Oldukça da sade duruyordu.

"Hadi." dedi heyecanla. "Çok vaktimiz yok Jimin, bakma öyle." Arkasına bakmadan kabine girdiğinde gülerek arkasından ilerledim. Yanındaki boş kabine girdim ve üstümdeki çantayı çıkardım. Doğruyu söylemek gerekirse o mavi elbiseyi deneme gibi bir niyetim yoktu.

Üstümdeki kıyafetleri çıkardıktan sonra siyah elbiseyi elime aldım. Elbiseyi giyip askılarını düzeltmeye çalışırken Aeri'nin sesinin gelmesi üzerine dudaklarımı birbirine bastırdım. "Giydin mi?"

Elbise güzeldi. Gerçekten çok güzeldi. Üstümde kötü de olmamıştı. İncecik askıları vardı. Omuzlarım baya ortada duruyordu. Göğüslerimdeki dekoltesi biraz fazla mı diye düşünürken Aeri'nin bir anda kafasını içeri sokması ile yerimde zıpladım.

"Hadi be!" dedi şaşkınca. "Mükemmel oldun Jimin." Kabine girip beni kendine döndürdü. "Sakinleş Aeri." dedim. "Altı üstü elbise denedim sadece."

"Kendini gördün mü?" Kafasın onaylamazca iki yana sallarken bu sefer de beni aniden aynaya doğru döndürdü. "Jimin." dedi. "Jeno seni bu halde görse olacakları kestiremiyorum şu anda."

"Abartma." dedim ve önüme gelen saçlarımı arkaya attım. "Yani güzel işte." diye mırıldandım. "Ama bilemedim, açık sanki biraz."

"Sensin açık." Aynadan bana baktığı sırada gülmeye başladığımda elleriyle saçlarımı parmaklarına doladı. "İstiyorsan başka bir şey de dene ama çok güzel oldu bu."

"Oldu mu?" dedim elbisenin eteklerini düzeltirken. Etekleri yere kadar uzuyordu, dar değildi ama kabarık da değildi. Gerçekten dediğim gibi gayet sade bir elbiseydi.

"Oldu dedim ya." dedi gülerek. "Al sen bunu."

"İyi." dedim. "Alalım bakalım."

༘ *🥽✩°̥🐰࿐୨୧

üzülerek söylüyorum ama bir sonraki bölüm final

third of december [karina & jeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin