useless conversations

129 15 97
                                    

oy verin lütfen, büyüyoruz sürekli ama oylar gerçekten sürekli aynı devam ediyor...

bir de yorum yapınnn 🥺

Aceleyle içeri gidip elimdekileri masanın üzerinine bıraktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aceleyle içeri gidip elimdekileri masanın üzerinine bıraktım. Sabahtan beri gelen bir sürü müşteriyle uğraşıyordum. Saat akşam dokuz olmak üzereydi ama yoğunluk azalmamıştı. Annemler de henüz dönmediği için hâlâ tek başımaydım. Bütün bu yoğunlukla tek başıma ilgilenmek zorunda kalmıştım.

Çiçekleri süslemek için gereken kağıtlar bitmişti, boş vazoları alıp içerideki seraya bırakırken onları da almak için gelmiştim. Annem ne kadar renkli şeylerle süslese de sade şeyleri daha çok sevdiğim için kahverengi olan kağıtlardan alıp geri döndüm.

Bir kişi daha gelmişti. Bu kalabalığa rağmen yine de yerel olarak sayılabilecek bir çiçekçimiz vardı, bu nedenle çoğu müşteriyi tanıyordum.

Biri yanıma geldiğinde aslında gelenin müşteri olmadığı fark ettim ve bana yardım edebilme düşüncesi ile rahat bir nefes verdim.

"Ne olur şuradaki çiçekleri getir bana Aeri." Çantasını arkamdaki sandalyeye bıraktıktan sonra birkaç metre ileride, suyun içinde, duran çiçekleri alıp yanıma geldi ve onları masaya bıraktı.

"Ne bu yoğunluk bugün?" Omzumu silktiğimde "Bilmiyorum." diye mırıldandım. "Sabahtan beri sürekli birileri geliyor."

"Haa..." diye mırılandığında kafamı ona çevirdim. "Yolda gelirken yeni bir yer gördüm. Açılış falan vardı oraya gidiyordur belki insanlar."

"Olabilir." dedim ve kurdelesini bağlamayı bitirdiğim çiçeği müşteriye uzattım. Çiçeği alan kadın gülümseyerek "Teşekkür ederim." dediğinde hafifçe eğildim ve "Beğenirsiniz umarım." diye mırıldandım.

Kadın kapıdan çıktıktan sonra masanın arkasından çıktım ve müşteriler için koyduğumuz bekleme koltuğunun üstüne oturdum.

"Sen neden geldin?"

"Öylesine." dedi Aeri yanıma oturduğu sırada. "Canım sıkıldı. Sen de burada olduğunu söyleyince geleyim dedim."

"İyi yaptın." diye mırıldandım ve yaklaşıp Aeri'ye sarıldım. "Çok yoruldum." diye mırıldandım. "Acıktım ve susadım."

Aeri "Koca bebek." dedikten sonra gülmeye başladığında sarılmayı bırakıp eski halime döndüm tekrar. Dirseklerimi dizlerimin üstüne koyup ellerimi yanaklarıma koydum. "Bana yiyecek bir şeyler ısmarlasana."

"Çok mu açsın?"

"Bayılacağım birazdan."

"Gidip pizza alayım mı köşedeki pizzacıdan? Sonra da size gideriz, geçerken de kahve alırız. Annemden sizde kalmak için izin aldım." Bana hiçbir şey söylememişti ama önemli değildi. Zaten Aeri'nin olup olmaması benim için hiçbir şeyi değiştirmiyordu. Ona yıllar içinde o kadar alışmıştım ki... Her şeyi birlikte yapıyormuşuz gibi geliyordu.

third of december [karina & jeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin