study session

110 11 46
                                    

Jaemin ile Jeno yaklaşık iki saattir içeridelerdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jaemin ile Jeno yaklaşık iki saattir içeridelerdi. Ne konuştuklarını bilmiyordum, çok umurumda da değildi. Arkadaş olduklarını söylemişti, o yüzden pek ilgilenmemiştim. Gereksiz birkaç şey gevelemiş olsa da artık kafama hiçbir şeyi takmak istemiyordum. Hele o kadar şeyin sebebi olam Doyeon hakkındaki hiçbir şeyi takmak istemiyordum.

Ama doğruyu söylemek gerekirse Jaemin beni korkutmuştu ve onunla yan yana durmak istememiştim. O yüzden yanlarından ayrılıp Jeno'nun odasına gelmiştim. Getirdiğim kitaplardan bir şeyler okuyordum, hazır vakit varken değerlendirmek istemiştim.

Ama yine de Jeno ne kadar arkadaş olduklarını söylemiş olsa da pek yakın gibi durmuyorlardı, Jeno da çok rahat durmuyordu.

Bir süre geçtikten sonra kapının kapanma sesini duyduğumda kalemi kitabın ortasına bırakıp Jeno'nun masasından kalktım ve odanın kapısından kafamı uzattım. "Gitti." diyerek ağzını oynattıktan sonra oflayarak yanıma geldi. Kapının kenarına dayanıp bana baktı. "Kim bu?" diye sordum. "Arkadaşım anladım da... Kim yani?"

"Önemli biri değil." dedikten sonra daha ne olduğunu anlayamadan kafasını biraz yana eğerek dudaklarını benimkilerin üstüne kapattı. Elleri belimi sıkıca kavradı.

Sanki yıllardır görüşmediği sevgilisini öper gibi öpüyordu, bir şeyler anlatmaya çalışıyor gibiydi. Söylemekte zorladığı bir şeyi böyle anlatmaya çalışıyor gibiydi sanki. Bu sefer farklı hissettiriyordu.

Dudaklarımızı ayırmadan ikimizi de ilerletip yanına getirdi. Ayağım takıldı ve düşmek üzereyken sıkıca Jeno'nun boynuna sarıldım. Dudaklarımızı ayırıp gözlerine baktım. "Bir şey mi oldu?" diye sordum. "İyi misin sen?"

Cevap vermek yerine dudaklarımızı tekrar birleştirdiğinde konuşmak istemediğini anlamıştım. Israr etmek istemediğim için sustum ve ona güvenmeyi seçtim sadece. Mutlaka anlatacaktı, içinden ne geçiyorsa...

Bir süre sonra sırtım yumuşak yatakla buluştuğunda Jeno dudaklarımızı ayırıp gözlerime baktı. "Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?" diye sorduğunda kafamı salladım. Üstüme son bir kez daha eğilip dudaklarıma çok hafifçe bir öpücük bıraktıktan sonra kendini yanıma bıraktı.

"Takılmadın değil mi Jaemin'in söylediklerine?" diye sordu, bense nefes alıp verişlerimi düzenlemeye çalışıyordum. Bir süre sonra ona baktım ve yaklaşıp kafamı göğsüne koydum. Bir elimi üstünden atıp ona sarıldığım sırada. "Saçmalama Jeno." diye mırıldandım. "Bana ne ya?"

Jaemin'in söylediklerinden sonra yanıma gelmesi içimde gereksiz bir mutluluk oluşturmuştu.

Jeno'nun nefes alıp verişlerini duyuyordum. "Çok yakın arkadaşlar." dediğinde Jeno'nun birleştirdiği ellerimize baktım.

"Kimler?" diye sorduğumda baş parmağıyla elimi okşadı. "Doyeon'la Jaemin." dedi. "Doyeon'un aklında bir şeyler varsa o yollamıştır onu. Önemli bir şey değildir."

"Anlatmana gerek yok Jeno." dedim. "Önemli değil ne için geldiği." Birkaç saniye sessizlik olduktan sonra tavana bakan gözlerini çevirip bana döndü. "Özür dilerim." diye mırıldandığında kaşlarımı çattım. "Bu kızı engelleyemiyorum, her yerden çıkıyor sürekli."

Kafamı salladıktan sonra yatmaktan vazgeçip yanına oturdum. "Çok düşünüyorsun her şeyi." dedim. "İlk kez gördüğüm birine bu kadar takılmam ben Jeno." Gözleri bana kenetlenmişken dikkatini dağıtarak parmaklarımla burnunu sıkıp ayağa kalktım. "Ben de seni seviyorum."

"Kalk hadi." diye mırıldandım dağınık saçlarımı düzeltirken. "Ders çalışacağız daha."

"Doğru." diye mırıldandığında yataktan destek alarak doğruldu ve birkaç kez gözlerini kırpıştırdı. "İstemiyorum ama..."

"Kalk." diye mırıldanarak odadan çıktığımda birkaç saniye sonra arkamdan gelen ayak sesleri ile geldiğini anladım. Salona geçip ortada duran sehpayı kaldırdım ve kitapları koltuğa bırakarak onların yanına oturdum.

"İçecek bir şey istiyor musun?" Sesi uzaktan geliyordu, muhtemelen mutfaktaydı.

"Ne gibi?" diye sorduğumda birkaç saniye sonra cevap verdi: "Su, çay, kahve... Bira da getirebilirim istiyorsan."

"Gerek yok Jeno." dedim. "Su olur ama."

"Bira iyi bir fikirdi."

"Değildi." diye bağırdım. Bu çocukla ilk tanıştığımızda bu kadar alkolik olduğunu düşünmemiştim, kabul içmeyi seven biri gibi duruyordu zaten ama...

"Sarhoşken açılıyorsun." Suyu elime uzattığında gözlerimi kısarak ona baktım. "Çok komiksin." diye mırıldandım ve sudan bir yudum alıp koltuğun kenarına bıraktım.

Ondan hoşlandığımı söylediğimde de kafam pek yerinde değildi, ayrıca ne kadar o zaman içmemiş olsam da o içtiğinde parkta onu öptüğün gün vardı. "Ee..." dedi. "Ne çalışacaksın?"

"Fizik." dedim. "Birkaç konu kalmıştı. Onları halletmem lazım artık."

"Bana anlatman lazım bunları." diye mırıldandığında gülümsedim. "Denerim Jeno."

༘ *🥽✩°̥🐰࿐୨୧

ahey ahey, boş boş bölümler yazıyorum

third of december [karina & jeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin