the dance studio

191 22 67
                                    

yorum yapın, lütfennn 🥺

Jeno'yla tam olarak iki saattir hiç durmadan dans ediyorduk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jeno'yla tam olarak iki saattir hiç durmadan dans ediyorduk. Garipti ama utanmamıştım, ilk kez kendimden beklemediğim bir şey olmuştu ve utanmadan içimden geldiği gibi hareket etmiştim.

"Yoruldun mu?" dedi nefes nefese su içmeye çalışırken. Dakikalardır oradan oraya zıplıyordu, ona rağmen benim aksime o kadar da yorgun durmuyordu.

Yalan söylemek gibi bir niyetim yoktu, "Evet." diye mırıldandım. "Ve acıktım." diye ekledim. Biraz daha aç kalırsam gerçekten midemin duvarları birbirine yapışacaktı. Terlemiş olduğu için ıslanan saçlarını geriye attırdığı sırada konuştu: "Duş alıp çıksak olur mu?"

Kafamı salladım. Bu halde ben de çıkmak istemiyordum, deli gibi terlemiştim. Jeno'nun yanında böyle durmak istemiyordum. Soyunma odalarının olduğu yeri gösterdikten sonra elime birkaç havlu tutuşturduktan sonra on dakikaya geleceğini söyleyerek gitti.

Jeno dans ederken o kadar mutlu görünüyordu ki... Onu tanıyalı birkaç hafta olmasına rağmen onu en mutlu gördüğüm andı.

Ayrıca çok da yakışıklı görünüyordu. Bütün enerjisini vererek dans etmesinden miydi bilmiyorum ama gerçekten aşırı yakışıklı duruyordu.

Duş alıp üstümü değiştirdikten sonra Jeno'yu bulmak için dışarı çıktım. Tahmin ettiğim gibi buradaydı, sırtını duvara dayamıştı ve etrafa bakınarak bekliyordu.

"Saçların ıslak Jimin." dedi sırtını duvardan ayırırken. "Biliyorum." dedim. "Önemli değil."

"Hava soğuk. Hasta olacaksın."

"Olmam." dedim. Neden bilmiyordum ama ıslak saçla dışarı çıkmak ya da soğuk bana etki etmiyordu. Annemden geçmişti sanırım, o da benim gibiydi.

"Üşüyeceksin. Motora bineceğiz, rüzgâr var." Omzuna astığı çantasının içinden bir şeyler çıkarırken onu izliyordum. "Gel." dedi elinde tuttuğu bordo renkli atkıyı bana gösterirken.

"Üşümüyorum." dedim. "Üşüyeceksin ama." dedi ve daha fazla uzatmamı engelleyerek elindeki atkıyı boynuma sardı. İki haftadır tanıştığınız biri ile bir anda bu kadar yakınlaşmak garip miydi? Halimden memnundum, Jeno'yu gerçekten sevmiştim.

Ve bu sevgi yavaş yavaş başka bir boyut almaya başlamıştı.

"Gidelim hadi." dedi önden ilerleyerek. Dans stüdyosunun kapısını açıp dışarı çıktığında kapıyı tutmaya devam etti. "Teşekkür ederim." dedim arkasından koşarak.

"Onun için mi?" Atkıyı işaret ederek kurduğu cümle ile kafamı salladım. "Hem onun için hem de bugün için. Çok güzeldi."

"Seni kaçırdım, planına engel oldum sanırım."

"Bir planım yoktu ki..." Jeno'nun motosikletine doğru yürürken konuşmaya devam ediyorduk.

Jeno kiminle konuşuyor olursa olsun herkese karşı sıcakkanlı davranacak biriydi. Yüzünde baktığınızda sizi de mutlu eden bir ifade vardı. Kendinizi güvende ve huzurlu hissediyordunuz. İlk kez bir insan için böyle hissediyordum ve bu yüzden de onunla vakit geçirmek hoşuma gitmeye başlamıştı.

Bir anda ayak bileğimi bir ağrı girdiğinde "Ah." diye bir ses çıkardım. Jeno bana döndü. Ne olduğunu anlamaz bir ifade ile bakıyordu. "İyi misin?" diye sordu az önceki gibi bakmaya devam ederken.

"Bileğime bir şey oldu." Jeno yanımda duruyordu, kolunu tutup ayağımı havaya kaldırdım. Bileğimi oynatmaya çalıştım ama baya canımı acıtıyordu.

"Burkuldu sanırım." dedi sakince. "Çok acıyor mu?"

Ayağımı oynatmaya çalışırken kafamı iki yana salladım. "Dayanırım." dedim. Jeno koluna girmeme yardımcı olduktan sonra ikimizi de motoruna doğru yürüttü. "Az ileride eczane var." dedi. "Ya da hastaneye gidebiliriz."

"Yok yok." dedim. "Geçer birkaç saate."

"Burkulduysa ağrısı baya uzun sürer Jimin. Bir şey yapalım." Beni tutarak ayakta durmama yardım ediyordu. Ayağımın üstüne bastığım için oluşan ağrıyla gözlerimi kapattım. "İyi misin cidden?" Endişeli bir şekilde sorduğunda kafamı iki yana salladım.

Gözleri etrafta dolandı. "Gel oraya gidelim." dedi. Beni ilerleterek az ilerideki banka  yürüdü. "İçeriden krem falan bulurum belki."

"Uğraşma." diye konuştum ama sesim beliğimdeki ağrı yüzünden çok kısık çıkmıştı. "Otur sen, geliyorum."

Kafamı salladım. Jeno koşarak dans stüdyosunun içine girdi. Hep böyle miydi, yoksa gerçekten benim için endişelendiği için mi böyleydi?

Beş dakika bile geçmeden geri döndüğünde yanıma oturdu. Banka uzattığım bacağımı kaldırıp kendi kucağına koydu. Ayakkabımı çıkardı, bileğimi hareket ettirmeye başladı. Tepki vermediğimi fark edince bana baktı. Kendimi sıkıyordum.

"Rahat bırakır mısın kendini?" Kendimi gevşetmeye çalıştım. Tekrar bileğimi oynatmaya başladı. "Dur." dedim acıyla bağırdığımda. "Acıyor Jeno."

"Dayan biraz." Kremi açıp bileğime sürmeye başladı. Daha önce binlerce kez yapmış gibi ellerini hareket ettiriyordu. Getirdiği bandajı sardı.

"Nereden biliyorsun sen bunları?" Şaşkın ama canım yanarken sorduğumda bandajı sarmayı bitirip bana baktı. "Dans edince çok sık oluyor." dedi. "Bir şeyler öğrendim artık."

Yakın durduğumuz veya az önce Jeno'nun yaptıklarından mıydı bilmiyordum ama kalbim çok hızlı atıyordu.

༘ *🥽✩°̥🐰࿐୨୧

hoop, jimin jeno'ya düştü

third of december [karina & jeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin