Sorumluluk

709 98 16
                                    

Takım yeni gizlenme yerine varmıştı.
Yeraltında izole edilmiş bir yerdi. Öncekinden biraz küçük olsa da onlar için mükemmeldi. 4 oda, 8 üye vardı bu yüzden ortak nokta bulunmalı ve odalar paylaşılmalıydı.

"Ben Innie ile kalacağım! Geri kalanınızla ilgilenmiyorum," diye bağırdı Chan, Jeongin'i bileğinden kavramış ve kendine yaklaştırmıştı.

Ne yazık ki bu şakacı tavrı, korkudan titreyen Felix'i gördüğünde bitmişti. Yüz ifadesi otoriter ve ciddi bir hale bürünürken üyelerin arasından sıyrılıp küçük aussie'nin yanına ilerledi. Zaman kaybetmeden ona sarılmış, omuzlarını sıvazlamaya başlamıştı.

"Shh... Her şey yolunda Felix. Ben ve Minho yanıbaşındayız."

İkiliye yaklaşan Minho, Felix'i kollarının altına alarak nazikçe saçlarını karıştırdı.

"Minho, onunla ilgilenebilir misin?"

Minho, anlayışla karşılaması için Jisung'a bakmadan önce onaylayarak başını salladı.

"Önemli değil hyung. Ben başka bir oda arkadaşı bulurum," dedi Jisung zayıf bir gülümseme ile.

Minho Felix'i odalarına götürdü ve küçük olan uykuya dalana kadar ona sarıldı.

Chan derin bir iç çekti.

Daha sonra Hyunjin, başı eğik bir şekilde Chan'a yaklaştı, yüzüne bakamıyordu.

"Hyung... yine oldu."

Chan ellerini Hyunjin'in omzuna koydu.

"Tamam, bunu da atlatacağız. Ama prosedürü biliyorsun. Seni odama kilitlemem gerekiyor."

Hyunjin başını bile kaldırmadan odaya ilerledi. Önündeki birkaç günü diğerlerinden izole geçireceğini biliyordu.

"Innie, özür dilerim ama görünüşe göre odayı seninle paylaşamayacağım. Bir süre koltukta uyuyacağım."

"Önemli değil hyung. Ne yapman gerekiyorsa onu yapmalısın."

Böylelikle Chan, Hyunjin'i takip ederek odaya gitti.

"Minho sana yemek getirecek ve ben ise seni günde iki kere kontrol edeceğim, tamam mı? Her şey iyi olacak Hyunjin-ah."

"Felix'i korkuttum..." diye fısıldadı, yaptıklarından utanarak.

Chan, hafifçe Hyunjin'in omzuna vurdu, ona acıyarak bakıyordu.

"Felix bununla sarsılacak kadar güçsüz biri değil, güven bana."

Cümlesini bitirdikten sonra odadan çıktı ve kapıyı kilitledi.

Herkes odalarına yerleştiğinde gece olmuştu. Jeongin Jisung ile, Seungmin ise Changbin ile eşleşmişti. Felix ve Hyunjin normale dönene kadar bu şekilde kalmakta anlaşmışlardı.

Sorunun ne olduğu hakkında fikirleri yoktu ve Chan'a sormaya da çekiniyorlardı çünkü onun cevap vermeyeceğini biliyorlardı.

"Hala çalışıyor musun?"

Chan önündeki kağıt yığınından başını kaldırdığında, bir fincandan çay içen Jeongin'i görmüştü.

"Neden hala ayaktasın?"

"Aynı soruyu sana sorabilirim,"diyerek soruyu geçiştirmeye çalıştı Chan.

Koltukta oturan Chan'ın yanına yerleşen Jeongin, dosyalara göz attı.

"Bunlar ne böyle?"

"Stratejiler. O helikopterden bir an önce kurtulmamız lazım."

"Kendini çok yoruyorsun. Git uyu."

"Sizi güvende tutacak bir yol bulana kadar uyuyamam. Bu benim sorumluluğum. Sizi bu pisliğe ben bulaştırdım bu yüzden sizi korumak zorundayım."

"Burada olmayı biz seçtik, Chan. Tüm suçu kendine yükleme."

Jeongin ayaklandı ve Chan'ın omuzlarına masaj yapmaya başladı.

"Bu benimle flört etme şeklin mi?" diye sırıtarak sordu Chan, kafasına bir yastık yemeden önce.

"Ben bir doktorum, aptal! Gergin olduğunu görebiliyorum. Ayrıca, seninle bir şansım olmadığını açık ve net bir şekilde gösterdin bana. Ve ben de anlayışla karşıladım, geri çekildim. Şu an sadece arkadaşın olmaya çalışıyorum."

Chan buna ne diyeceğini bilemeyerek sessizce oturmaya devam etti.

"Git yat ve uyu!" diye bağırdı Jeongin, kapıya doğru ilerlerken.

Kapıya geldiğinde Chan'a bakmak için arkasını döndü.

"Yarın odanın anahtarını bana ödünç verir misin? Felix bugün Hyunjin'in yaralandığını söyledi. Onu tedavi etmek istiyorum."

"Hayır!"

Jeongin Chan'dan bu kadar sert bir cevap alacağını beklememişti.

"Hayır mı? Neden?"

"Çünkü ben öyle söylüyorum."

"Ama sırtındaki o acıyla uykuya bile dalamayabilir. Uzun sürmeyecek sadece-"

"Hayır dedim Jeongin! Odana git!"

Jeongin en son böyle bir korku yaşadığında, Changbin onu kaçırmış ve Chan'a getirmişti. O zamandan beri Chan kendisine karşı hep nazik ve çocukça davranmıştı. Belki de bu yüzden Jeongin Chan'ın emredici tonundan bu kadar korkmuştu.

12-01-22

8 Sips of Wine (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin