Chan'ın Hikayesi Part 3

405 61 24
                                    

Ç.N: Yarın bölüm atamayacağım için bugün iki bölüm atacağım. Part 3 ve Part 4.

-

Hâlâ 15 sene önce

"Hey! Yeji! Chan'ı gördün mü?" diye sordu BamBam, tüm binayı koştuğu için nefes nefeseydi.

"Hayır, neden?" Bir sorun mu var?" diye sordu endişelenerek.

"Hiçbir yerde bulamıyorum. Yine gitmiş olabileceğinden endişeliyim."

"Oh, tamam. Yardım edeyim."

Aslında Chan hâlâ binadaydı. Sadece çalışanlardan ve ebeveynlerinden saklanıyordu.

Eğer bulunursa, görevini tamamlaması için zorlanacağından korkuyordu. Bu yüzden havalandırmanın içinde oyalanmakta buldu çareyi.

Havalandırmada gezinirken birkaç kahkaha ve acı dolu bağırışlar duymuştu. Aşağıya baktı ve eğitim odasını gördü.

Birkaç çocuk, bir diğerini dövüyordu.

Kim olduğunu görmek için gözlerini kıstı ve dövülen oğlanı tanıdığında, onu korumak için havalandırmadan çocuğun önüne atladı.

Tavandan atlayan Chan'ı gördüklerinde diğerleri durmuşlardı.

"Ne yapıyorsunuz? Savunmasız çocuğa vurmak mı? Bu zalimliğin de ötesinde. O bu programın bir parçası bile değil!"

"Sakinleş, Bang Chan!" diye bağırdı bir çocuk. "Üzerinde eğitim yapmamıza izin verdi."

Chan arkasını döndü ve ona gülümseyen yaralı çocuğa baktı.

"Dışarı çıkın hepiniz!" Chan bağırmıştı.

Hepsi gittikten sonra, Chan çömeldi ve çocuğun kanayan ağzını sildi.

"Burada ne yapıyorsun?"

"Beni hatırlamana sevindim, Chan."

"Cevap ver Wooyoung."

"İlaçları olduğunu söylediler bana, eskiden hastaneydi ya burası. Çaresizim. Yeosang hasta ve ne kadar zamanı kaldı bilmiyorum. Buraya yemek ve ilaç bulma umuduyla gizlice girdim."

"Bu yüzden mi dövülmeyi kabul ettin?"

"Yeosang ve ben hep birlikteyiz. Birbirimizi tamamlıyoruz. Bir bütün olmanın nasıl bir his olduğunu bilirken, onu öyle bırakamam."

Wooyoung'un ne kadar samimi olduğunu gördüğünde, kalbi sızlamıştı Chan'ın. Wooyoung ve Yeosang aynı kendisi ve BamBam gibiydi.

Chan böyle düşünüyordu.

Sonuç olarak orada öyle durup bir şey yapmamayı seçemezdi. Wooyoung'un elini tuttu ve koridorlarda gizlice ilerlemeye başladı.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordu genç olan.

"Burada bir hemşire var. Çok tatlı bir insandır. Fazla antrenman yaptığımızda ya da dövüştüğümüzde bizimle ilgilenir."

"Buradaki herkes çok akıllı. Bu koca binanın odalarını nasıl aklında tutabiliyorsun?" dedi Wooyoung duvarlara ve kapılara gözlerini dikmiş bakarken.

"Sadece fiziksel olarak değil, psikolojik olarak da eğitiliyoruz. Hepimiz 4 yaşında bir sohbetin nasıl yürütüldüğünü ve casus olmanın gerekliliklerini öğrenmiş oluyoruz. Mesela, hangi silahın ne kadar mermi alabildiğini ya da hangi damarı kesersen daha hızlı öldürebilirsin, gibi."

"Peki... artık buranın bir hastane olmadığına inanıyorum," dedi Wooyoung biraz korkarak.

En sonunda beyaz yakalı kadının çalıştığı odaya varmışlardı.

8 Sips of Wine (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin