Minho'nun Hikayesi Part 2

498 73 20
                                    

"Ne demek burada değiller?!" diye bağırdı Minho öfkeyle.

"Üzgünüm efendim, ama aileniz dağlardaki daha güvenli bir kliniğe transfer edildi," diye yanıtladı Lia dosyaları kontrol ederken.

"Ama para yanımda. Bugün onları çıkartmam gerekiyordu."

"Gerçekten üzgünüm, ama maalesef şu an elinizdeki miktar ailenizi çıkartmak için yeterli değil. Ailenizi en iyi davranış bozuklukları hastanesine transfer ettik ve orası daha da pahalı."

Minho elini Lia'nın masasına vurmuştu.

"Benimle konuşmadan mı? Onlardan ben sorumluyum! Yaşayan tek akrabalarıyım ben!"

"Böylesi daha güvenli."

"Kim için güvenli? Onlar için mi? Yoksa sizin için mi? Gerçekten onlardan bu kadar mı korkuyordunuz? Ben size bu kadar parayı ne için ödedim?"

"Size adresi verebilirim ve hastane ile konuşup bir şeyler ayarlayabilirsiniz, belki..."

"Unut gitsin! Senin beceriksizliğine ihtiyacım yok! Kendim hallederim."

Hiç olmadığı kadar öfkeli bir şekilde hastaneden ayrıldı Minho.

"Nasıldı?" diye sordu Soobin perdenin arkasından.

"Korkutucu," diye yanıtladı Lia tüm vücudunun gerildiğini hissederek.
"Chan'ın deli insanlara karşı hep bir zaafı var."


Karakola varan Minho tüm iş arkadaşlarını görmezden gelmişti.

Aklında tek şey vardı: Beomgyu ile teklifi hakkında konuşmak.

Ama o yoktu.

"Tutuklu nerede?" Hoseok'a sordu Minho.

"Kaçtı. Kimse nasıl kaçtı bilmiyor. Onu arıyoruz şu anda."

Nefesinin altından küfür eden Minho ATM bulmak için çıktı. Ne kadar parası olduğuna bakmalıydı. Çaresizdi.

Bir tane bulduğunda, cüzdanındaki tüm kredi kartlarını taktı ve miktara baktı.

"Nasılsa yetmeyecek," dedi bir ses Minho'nun ardından.

Arkasını döndüğünde Jungkook'un birkaç gün önce tutukladığı sarışın duruyordu.

Minho'nun ilk güdüsü silahını çekip vurmaktı, ama aradığını bulamamıştı.

"Buna mı bakıyordun?" diye sordu adam silahı elinde sallayarak. "Eşyalarına dikkat etmelisin. Ve parana da. O kliniğin dolandırıcı olduğu belliydi. Paranı aldılar ama ailene bir şey yapmadılar."

"Eğer dolandırıcılarsa, neden onları transfer ettiler?"

"Zeki ve mantıklısın. Ama sorunu cevaplayamam. Ben sana yardım etmek için buradayım, Minho. Karşılığıda sen de bana yardım edeceksin. Benim adım Bang Chan ve partnerim olmanı istiyorum. Ne düşünüyorsun? İki casus bu hastalıklı dünyada adalet arıyor. Kulağa eğlenceli gelmiyor mu?"

"Sen bir suçlu değil misin?"

"Bu, beni tanımlamayan bir detay. Sana ihtiyacım var Minho. Ve ihtiyacın olan paraya da sahibim." Chan çantasından yüzlerce dolar çıkarıp Minho'nun tepkisini izlemek için yüzüne fırlatmıştı. Son kağıt para yere düştüğünde bile hala olduğu yerde duruyordu Minho.

"Bitirdin mi?" dedi sıkılmıştı.

"Sanırım seni ikna edemeyeceğim. En azından bunu al."

Chan bir kolye fırlattı ve Minho yakaladı.

8 Sips of Wine (Çeviri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin