Hyunlix ertesi sabah birbirlerinin kollarında uyandığında, gerçeklik vurmuştu suratlarına. Bugün üçüncü gündü, Hyunjin'in odadan çıkışının günü. Chan her an odayı açıp Felix'i burada bulabilirdi.
Yataktan fırlayan Felix paniklemeye başladı.
"Tanrım, sana ne yaptığımı görürse beni öldürür," dedi Hyunjin şakaklarını ovarak. "Bekle... sen nasıl yürüyebiliyorsun?"
"Ben bir stunt'ım. Sıkı ve dar kıyafetler giyip hala dans edebilir ve numaralar yapabilirim. Acı benim için bir problem değil."
"Bu benim hayatımı kurtarır aslında."
Hyunjin'i çabucak burnundan öpen Felix yukarı bakındı ve çıkış yolunu gözüne kestirdi. Havalandırma.
Oraya rahatlıkla sığabilir ve görünmeden odasına varabilirdi.Hyunjin'in sırtına oradan da havalandırmaya tırmandı.
Havalandırmada emeklerken, banyoda bir şey fark etmesiyle duraksadı.
Chan içerideydi, yarı çıplak bir şekilde aynaya bakıyor ve acıyla yüzünü ekşitiyordu. Sırtında, Felix'in bu zamana kadar gördüğü en kötü yara vardı. Sanki bir kılıç etini kesip biçmişti.
Hızla odaya yöneldi ve kendisini havalandırmadan güvenle yere bırakırken, o esnada gazete okuyan Minho ile göz göze geldi.
"Nerede olduğunu açıklamak ister misin?"
Dondu Felix. İyi bir yalan uydurmaya çalışsa da tek yapabildiği kekelemekti.
"Sakin ol! Chan'a söylemeyeceğim. Sadece normal bir şekilde yürümeye çalış." dedi Minho gözlüğünü sehpaya koyup odadan çıkarken.
Felix'in suratı utançtan kıpkırmızı olmuştu.
Odadan çıkmakta olan Minho'nun arkasından seslendi."Duvarlar ses yalıtımlı sanıyordum. Sen nasıl... Minmin!"
Gün normal bir geçmişti. Ama yemek masasında Felix gözle görülür şekilde dalgındı. Chan defalarca seslendi ama çilli çocuk onu duymadı. Jeongin'in elini omzunda hissettiğinde sanki bir transtan çıkmıştı.
"Lix hyung, iyi misin?"
"Innie, seninle konuşmam gerek," dedi, diğerlerinin bakışlarından kaçıp Jeongin'i dışarı sürüklerken.
"Neler oluyor?" dedi Jeongin, kafası karışmıştı.
Dışarısı soğuktu ve üzerinde sadece pijama ve tişört vardı.
"Channie hyung'a bakman lazım! Hemde hemen!"
"Ne? Neden?"
"Sırtında bize söylemediği kocaman bir yarası var. Tehlikeli olabilir. Onu tedavi etmen lazım."
Felix'in endişeli gözlerini gören Jeongin, bu bilgiyi nasıl edindiğini sormadan içeri hızla girdi ve tüm grup üyelerinin dikkatini çekmişti. Felix ise onun arkasında suçlu gibi dikiliyordu.
"Sen!" diye işaret etti yemeğini neşeyle yiyen Chan'a. "Benim odama. Hemen!"
Chan söyleneni yaptı ve küçüğü takip etti.
"Eşi çağırdı," diye dalga geçti Hyunjin, karşılığında Seungmin'den kafasına bir tokat yedi.
Chan yatağa otururken Jeongin kapıyı kilitledi.
"Soyun!"
"Ah, bebeğim! Beni bu kadar çok mu istiyorsun?" diye sırıttı Chan suratına bandaj yemeden hemen önce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
8 Sips of Wine (Çeviri)
Fanfic-tamamlandı- "Neden partilerde hep şarap içiyorsun?" "Bu üyelerime güvenimin ve geri çekilmemizin vakti olduğunun göstergesi." Hem mafya hem de polis, en iyi olma ve yakalanmama namına sahip Stray Kids adlı bir casus grubunun peşindedir. Bang Chan...