8 Sips of Wine (Çeviri)

Channie Hyung Takıntısı

Hepsi sağ salim üslerine vardıktan sonra, Chan Changbin'e tüm parayı götürmesini emretti. Orada resmen bir servet yatıyordu.

Jeongin bu miktar parayı daha önce sadece hayal edebilmiş olduğu için, çok heyecanlıydı. Kafa karışıklığıyla ayağa kalkıp Chan'a banknotların arasına gizlenmiş bir şey fırlatana kadar kelimenin tam anlamıyla para içinde yüzüyordu. Chan, uzatılanı Seungmin'e verdi ve Seungmin küçük cihazı dizüstü bilgisayarına bağladı.

"Bu da ne?" Hyunjin sordu.

"Partiyi veren adam mafya ile bir anlaşma yaptı ve mafya liderine para verdi. Yine de ona güvenemeyeceğini biliyordu, bu yüzden çantalara bir GPS cihazı yerleştirdi. Bu, takip edebileceğim ve bir saat içinde mafyanın yerini bulabileceğim GPS'in eşi. O yüzden lütfen hepiniz gidin ve yalnız çalışmama izin verin," diye yanıtladı Seungmin agresif bir şekilde klavyede yazmaya başlayarak.

Hyunjin, gözlerini devirdi. Takım olarak geçirdikleri bunca zamandan sonra bile Seungmin'in kişiliğine alışmaya çalışıyordu. Belirli bir istikamet olmaksızın odadan ayrılırken, Felix'in üsten çıktığını gördü. Küçük aşkını takip etmekten başka yapacak daha iyi bir şeyi olmadığına karar vererek çocuğun arkasından bağırmaya başladı.

"Felix, bekle!"

Felix arkasına baktığında Hyunjin'in ona arkadan sarıldığını gördü.

"Nereye gidiyorsun?"

"Markete. Biraz atıştırmalık almak istiyorum."

"Güzel. Katılabilir miyim?"

"Elbette!"

Hyunjin sıkılmış bir şekilde market koridorlarında yürüyordu, ama Felix'in mutlu bir şekilde sepete paketleri sıkıştırdığı görüntüsü kalbini eritiyordu. Bir noktada Felix cipslere bakmak için çömeldi. Ne zaman yiyecek alsa gözleri parlardı ve Hyunjin bunu elbette fark ederdi.

"Çok fazla çeşit var. Channie hyung'un favorisinin ne olduğunu merak ediyorum."

Bu cümle Hyunjin'e pek uymamış gibiydi. Felix'in sürekli Chan hakkında konuştuğunu duymak Hyunjin'in sinirlerini bozuyordu. Felix'in ona karşı bu kadar mutlu ve sevecen olmasına sebep olan şeyi o kadar çok anlamak istiyordu ki.
Kıskançlığına engel olamıyordu, bu yüzden farkında bile olmadan Felix'e sert çıkışmıştı.

"Kimin umrunda?"

"Yani, ben ona da cips almak istiyorum," diye yanıtladı Felix sakinliğini koruyarak.

"Kendisi satın alabilir. Neden onun için almak zorundasın?"

"Çünkü onun için bir şeyler yapmak istiyorum."

"Sadece bir paket cips. O kadar da büyük bir olay değil. Adamın bir sürü parası var."

Bu Felix'i susturdu. İkisinin arasındaki hava iyice ağırlaştı.

Hyunjin, varlığından bile haberdar olmadığı bir düğmeye basmıştı.

"Neden Channie hyung'dan nefret ediyorsun Hyunjin?"

Felix'in sesi hızla sabit ve derin bir tonla değişmişti.

"Ondan nefret etmiyorum ama ondan bahsederken neden bu takma adı kullanmak zorunda olduğunu anlamıyorum."

"Beni kurtardığı için ona saygı duyuyorum ve minnettarım. O hepimizi kurtardı."

"Minnet mi? Durumu böyle mi görüyorsun? O bizi birer suçlu haline getirdi!"

"Ben onunla tanışmadan önce de bir suçluydum!"

Hyunjin, Felix gözlerini ona dikmekten kaçınırken derin bir şok içinde sessiz kaldı.

"Hyunjin... hepimizin geçmiş hikayeleri var. Neden tüm hikayelerimizi bilen tek kişinin Channie hyung olduğunu hiç merak ettin mi? Çünkü geçmişte neler yaptığımızı bilseydik bir ekip olarak çalışamazdık. Şahsen ben onunla tanışmasaydım, kendimle yaşayamazdım. Bana kalırsa o benim kurtarıcım ve her zaman onun yanında olacağım."

"Bir keresinde ona seni sordum... Chan bana hiçbir şey söylemedi."

Felix hafifçe gülümseyerek, "Ondan bu konuda konuşmamasını istedim. Hikayemi sizlerle paylaşmaya hazır değilim," dedi ve devam etti. "Mesele şu ki... nedenlerim var, tamam mı?"

"Yiyecekleri bu kadar çok sevmenin de bir nedeni var mı?"

"Evet... Görüyorsun ki-"

Felix cümlesini bitiremeden, güçlü bir patlama binayı sarstı.

Seungmin, haberi vermek için Chan'ın odasına doğru adımlarını hızlandırdı.

"Patron, bir sorunumuz var!"

"Minnie, yerlerini buldun mu?"

"Evet ve şu anda tam tepemizde olduklarını söylüyor."

06-01-22