Bölüm 40

485 20 3
                                    

"Kıvanç bey artık deşifre olduk."

Güldü.

"İstediğimiz oldu işte Osman şimdi tek yapmamız gereken Ozanı ayağımıza getirmek."

"Kıvanç bey eminsiniz demi?"

"Tabiki de eminim onca yılın kaybını ona soracağım."

Ozandan...

"Musa."

"Efendim patron."

"Bu adamın amacını buldum."

Musaya döndüm.

"Bu adam beni ayağına getittirmeye uğraşıyor ama yemezler."

"İyi de abi bu adam zamanında ceoluk yapmış şimdi hiçbir işi yok gözüküyor gitsen bile nereye gidiceksin?"

"Tabiki de onu aradığımda bulucağım yere o bunu çok iyi biliyor."

Koltuğa oturdum. Ellerimi saçlarımdan geçirdim. Tam bitti o kötü günler derken tekrardan başlamıştı stres.

"Abi sakin ol bulucaz onu bak atlasa hiç bir şekilde dokunamaz o."

"En korktuğum şey de o musa Atlasa ve Esraya zarar vermesi."

Musanın telefonu çaldı. O bir süre telefon görüşmesi yapıp yanıma geldi.

"Abi zeyno aradı da ben çıksam?"

"Çık çık. Bende eve çıkıcam pek benlik iş yok zaten bugün."

Musayla birlikte çıktık. Bende yukarı evimize çıktım. Yavaşça kapıyı açtım. Artık belli bir süre zil çalmıyorduk çünkü atlas hemen uyanıyordu. 

İçeri girdiğimde salona baktım ama esrayı göremedim. Mutfakta da yoktu. Yatak odasına gittiğimde esra atlası yanına yatağa koymuş kenarına da kendi kıvrılmış uyuyordu. Sessizce üstümü değiştirip pijamalarımı giydim. Esramın başına buse koydum. Atlası da öpmek istiyorum ama o kadar çabuk hissedip uyanıyor ki bir daha da ağla ağla zor uyuyor. Odadan çıktım ve mutfağa gidip yemek yapmaya başladım.

Bir şeyler yaptıktan sonra mutfağı topluyordum ve esranın uyandığını duydum.

"Ozan. Ne zaman geldin?"

"Esram uyandın mı?"

Gözlerini ovuşturarak yanıma geldi.

"Çok güzel kokuyor."

"Çok oldu geleli sizide uyandırmak istemedim yemek yaptım bende."

"Zehirlenmeyiz demi?"

"Allah allah."

Boynum sımsıkı sarıldı. Ellerimi hemen beline doladım.

"Bugün nasıl hissediyorsun?"

"Daha iyiyim ağrılarım hafifledi. Aslında annem gelcekti ama gelmedi.

"He yok aşkım beni aradı o biraz benim annem rahatsızlanmış ondan gelememiş."

"Neyi varmış?"

"Geip olmuş ya normaldir bu havalar."

"Geçmiş olsun inşallah ya."

İçeri salona geçip oturduk.

"Atlas zor  mu uyudu bugün gene?"

"Ay evet gene zor uyudu 2 saat salladım. 1 saat olmuş zaten uyutalı inşallah uyan-"

İçeriden atlasın ağlayışları tam kalkıyordu durdurdum.

"Ben bakarım sen  otur."

Kalkıp odaya gittim. Benim minik oğlum ağluyordu. Kucağıma aldım. Ve içeri yürüdüm.

Aşk Mantık İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin