♲SEB/26- ARA DÖNEM☣

955 93 289
                                    

AÇIKLAMA

Öncelikle selamun aleykum diyorum ve sonralıkla bayramınızı kutluyorum😋😍😘💕

Şimdi önemli kısma gelelim. İki bölüm birden kaldırdım ve yerine yeni bir bölüm yazdım. Çünkü içime sinmeyen yerler vardı. Umarım daha iyisini yazarım. Bazen silmek daha iyi oluyor. Daha iyisini yazmak için. Ayrıca farkettim ara verdikçe odaklanamıyorum yazmaya o yüzden ara vermeden yazmaya çalışacağım şu bir ayda. Bakalım nasıl olacak. İnşallah güncelleme sanıp okumamazlık yapmazsınız😜

(bölümün sadece başı aynı)

Eve geri döndüğümüz de uykum kaçmış bir vaziyette, gözlerim tavanda; düşünüp durdum.

İkrime, odasında uyuyordu ve Muâz da kütüphaneye kapanmış vaziyetteydi.

Muâz ne yapmaya çalışıyordu? Hayatı nasıl bu kadar karmaşık ve korkunç bir durumdaydı, anlamaya çalışıyordum.
Ama pek mümkün değildi doğrusu.

Ve aynı zamanda anlamlandırmaya çalıştığım duygular da vardı.

Hayatım bir ânda çok farklı bir hâle gelmişti. Hiçbir şeyin bu kadar hızlı olup biteceğini zannetmiyordum. Ama şimdi buradaydım. Muâz'la ikimize ait olan yatakta uzanıyor ve onu düşünüyordum. Ona karşı neler hissettiğimi, başına neler geldiğini, belki de daha neler neler yaşayacağımızı...

Bazı şeylere karar vermek içinse daha çok erkendi.
Korkularım ve duygularım gibi.

Muâz bugün bana göstereceği şeyler olduğunu söylediği için zihnim bir taraftan da oraya kayıyordu. Bu yüzden rahat bir uyku uyuyamayacağımı anlayıp doğruldum. Saçlarımı bileğimde ki tokayla bağlayarak yorganımı çekip, ayağa kalktım. Elimi yüzümü yıkayıp, lavaboya girdikten sonra ise üzerime sade, gri bir spor elbise geçirdim. Aşağı inip kahvaltı hazırlamalıydım.

Kapıyı açıp çıkarken gözüm önce İkrime'nin odasına kaydı. Ve sonrasında arabada ateşine bakmam, sayıkladığı ân zihnime dolarak beni ürpertti.

Fakat kapının açılma endişesiyle daha fazla koridorda dikilmek yerine aşağı indim. Güneş ışıklarının vurup aydınlattığı mutfağa girip kapıyı arkamdan kapatırken dünden beri beni rahatsız eden düşünceyle yutkundum.
Muâz, İkrime konusunda fazla rahattı. İkrime sürekli bizim yanımızdaydı ve kocamın arkadaşıyla bu kadar yakın olmam normal miydi? Onun ateşine bakmam? Onu yarı çıplak görmem?! Muâz ağzını bile açmamıştı. Bu... çok fazlaydı benim için. Muâz'ı sevmememe hatta tam aksine İkrime'yi sevmeme rağmen! Bu bana iğrenç geliyordu.

Muâz'ı bir şekilde bu konu için uyarmalıydım. Böyle bir şeye daha fazla devam edemezdim çünkü. Mahremim olan biriyle bu denli yakınlaşmam haramdı. Dahası beni burada en kötü hissettiren şey Muâz'ın o kadar rahat biri olma düşüncesiydi. Sanırım en çok buna katlanamazdım.

Çay suyu koyup sandalyeye oturduğumda kapı açıldı ve Muâz gözlerini ovuşturarak içeri girdi.

"Uyuyakalmışım," diye kısık sesle mırıldanıp, karşımda ki boş sandalyeye çöktü. Ardından sabah okula gitmek için zorla uyandırılıp yemek masasında uyuyakalan küçük çocuklar gibi kafasını masaya koydu. Kollarıyla da kendine destek yaptığında yüzümde ânında bir gülümseme oluştu. Fakat kısa sürdü. Aklım hâlâ İkrime konusundaydı ve kendimi iğrenç hissediyordum.

Bu esnada Muâz âniden "Burası çok sert," diyerek kafasını kaldırıp dizlerimin üstüne koydu ve beni ufak bir şaşkınlıkla başbaşa bıraktı.

Son Evlilik Bükücü/2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin