♲SEB/3☣

1.1K 122 31
                                    

《Son Evlilik Bükücü》

"Peygamber'imiz sallallahu aleyhi ve sellem Sahabe-i Kiram'dan Muaz b. Cebel'i Yemen'e Vali olarak gönderirken ona, 'Bir mesele ile karşılaştığında ne yaparsın?' Diye soruyor-"

Sıraların arasında dolaşırken sözümü kesip öğrencilerime baktım. Hepsi dikkatle beni dinliyordu lâkin pencere tarafında oturanlardan biri heyecanla dışarıya bakınca bu diğerlerinin de ilgisini çekmişti.

"Sıla?" Diye seslendim bu yüzden.

Her zaman ki bahçe işte.

Sıçrayarak yakalanmanın verdiği telaşla bana döndüğünde uyarıcı bir gülümsemeyle kaşlarımı kaldırdım.

"Bahçemizde ne zamandan beri dersten daha ilgi çekici şeyler var?"

Kendi kendine bir şeyler mırıldanırken önüne döndü ve gözleri ara ara kaysa da bakmamaya çalıştı. Bu durum sadece benim değil tüm sınıfın ilgisini çekerken nefesimi bırakarak kendi masamın arkasından dolaşıp pencereye yaklaştım.

Ne olduğuna bakacak ve ardından storları çekecektim.

Fakat camın kenarından dışarıya bakınca kanımda bir şeyler kaynadı.

Gözbebeklerimde patlayan kıvılcımların ve havai fişeklerin sesini âdeta kulaklarımla duydum.

Dünya üzerinde en gıcık olduğum insan bahçemizdeydi.

Muaz Vuslat.

Dudağımı bilinçsizce dişlerken âniden izlendiğini hissetmiş gibi kafasını kaldırdı ve göz göze geldik.

Dikkatli bakışlarını ayırmazken ondan biraz edepli olmasını beklemek saçmalıktı.

Bu yüzden bunu ben yaptım ve gözlerimi nefretle gözlerinden alırken stor perdeyi de sertçe tek hamlede aşağı indirdim.

Kollarımı huysuzca göğsümde toplarken öğrencilerimin tedirgin bakışlarını da üzerimde hissediyordum.

"Storları kapatın." Diye istemsizce sert bir sesle konuşurken kızlardan iki tanesi çoktan kalkmıştı.

"Pis, düşüncesiz!" Diye kendi kendime homurdanırken derin bir nefes alarak onu zihnimden atmayı denedim.

Herkes ondan ne kadar nefret ettiğimi biliyordu.

Bu yüzden sinirlerimin gergin olması gayet normaldi.

Sakin olmaya çalışarak sıralara doğru ilerledim. Parmaklarımla kollarımı sıkarken bir kaç defa da gözlerimi kapatıp açtım.

"Evet, devam ediyoruz... sakin bir şekilde." sona doğru fısıldarken, "Tabi ne kadar mümkünse!" Diye de ekledim.

Bir kaç kıkırtı duyduğumda kafamı çevirip kimden geldiğini anlamaya çalıştım ama çoktan hepsi kafalarını sıralarına doğru eğmişlerdi bile.

Aklımda ki cümleleri toparlamaya çalışırken nerede kaldığımı hatırladım ve anlatmak yerine bilen var mı diye sormaya karar verdim.

"Peki Muaz b. Cebel radiyallahu anh ne diyor arkadaşlar?"

En sinir olduğum insanın ismiyle neredeyse bayıldığım sahabenin isminin aynı olması ve bugün Muaz b. Cebel'den bahsederken onu görmek yüzümü buruşturmama sebep oldu.

Parmağını kaldıran bir kaç öğrenci arasından Zehra'yı seçtim.

"Allah'ın kitabı Kur'ân'da olanlarla hükmedeceğini söylüyor ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem de, 'Allah'ın kitabında bulunmazsa?' diye soruyor-" Zehra'yı elimi kaldırarak durdurdum.

Son Evlilik Bükücü/2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin