Son Evlilik Bükücü/2

☣SEB/43☣

Kapatma tuşuna basıp bana döndüğünde burnundan soluyordu.

"Önce dinlemeyi öğren."

nE?

Feza da tıpkı benim gibi şaşkınlıkla İkrime'ye bakarken o kumanda elinde mutfağa girmeden önce, "Video yüzünden hayatın tehlikede olabilir. Bu yüzden artık beraber yaşayacağız." diyerek yaptığı gayet normal bir şeymiş gibi salonu terk etti.

O az önce bana posta mı koydu? Yok, kesin ben yanlış anladım. Evet evet. Trip atar gibi davranmış olamaz. Çok anlamsız?

Feza omuzlarını kaldırıp indirdikten sonra hiçbir şey olmamış gibi, "Çay?" Diye sordu.

Bunlar şaka mı?

Feza da İkrime'nin arkasından mutfağa girerken başımı iki yana sallayıp arkamı döndüm ve televizyona yaklaşıp arkasında önünde düğme var mı diye baktım. Yani vardır da muhakkak, neresinde?
Bulur bulmaz basıp açılmasını beklerken elimi belime koydum. Bu sırada içeriden konuşma sesleri geliyordu.
Onları asla takmayarak tuşlara rastgele bastım ve kanallar değişirken dikkat çeken bir tanesinde son dakika yazısını görünce durdum.

"Profesör Kubilay Yüksel yıllar sonra çarpıcı bir açıklama ile ekranlara çıktı!"

"Yanında ki genç adam kim?"

"Evet Sayın Seyirciler! Bu sabah sosyal medyayı alt üst eden bir video gündemimizde. Yapılan açıklamalar hükümetin alarma geçmesine ve videoda bahsi geçen şirkete ve fabrikalarına eş zamanlı baskın düzenlemesine sebep oldu. Şimdi olay yerinde ki muhabirimiz Sedat bize son gelişmeleri aktaracak. Evet Sedat, sendeyiz!"

Önce bir firmanın logosu ve ardından koskocaman şirket kadraja girdiğinde nefesimi tutarak bekledim. Bir sürü gazeteci vardı ve polislerin elleri kelepçeli bir şekilde dışarı çıkardığı adamları çekiyorlardı.

"Burada durumlar ortada! Polis şirket çalışanlarını sorgu için alsa da üst düzey yöneticiler ne yazık ki hâlâ kayıp." muhabir konuşmaya devam ederken ben bir an önce o videoyu görmek istiyordum.

"Eğer Kubilay Yüksel'in Yargıtay'a gönderdiği yolsuzluk belgeleri ve ilaçlar hakkında söyledikleri doğruysa bizleri zor günler bekliyor. Dünya devi ilaç şirketlerinden biri olan  ******* halka verdiği zararı ödemeli! Kaç insan bu yüzden ölmüş, tespit edilmeli ve hepsinin cezası kesilmeli!"

Sonunda araya girdiklerinde kanalı değiştirmeyi düşünsem de reklam sandığımdan kısa sürdü.

"Bugün ekranlarımıza yansıyan o videoyu tekrar izliyoruz. Sonrasında  ******* Üniversitesi'nden Sayın Doçent Doktor Burak Uyar konuğumuz olacak ve bugün gündem olan videoda ki açıklamalar hakkında konuşacağız."

Sonra ekrana videoyu verdiler. Gözüme ilk çarpan bir adamın arkasında ayakta duran ve yüzü yere eğik bir şekilde bekleyen gri kapüşonlu kişiydi. Muaz. Yüzünü göstermedi ama o olduğunu duruşundan bile anlayabiliyordum. Gözlerim dolar gibi olsa da sadece hâlâ sağ olduğunu sapasağlam olduğunu gösteren bu video için sevinmekle yetindim. Söz verdim. Ağlamak yok.

"Ben Kubilay Yüksel. Yıllar önce gündeme ailemin kontrolsüz bir yangında hayatını kaybetmesi olayıyla girmiştim. Bu pek hatırlamak istediğim bir olay değil fakat birazdan yapacağım açıklamalarla yakından ilgisi olduğu hatırlatıyorum. O yangında oğlumu ve kızımı kaybettim. Sebebi ise bir projeydi. *******  İlaç Şirketi yıllar önce insan nüfusunu kontrol etmek -daha doğrusu katletmek- için tasarladıkları bir ilacın yapımı için benimle anlaştılar. Neye imza attığım hakkında bir fikrim yoktu. Öğrendiğimde durdurmak ve geri çekilmek için elimden geleni yaptım ve bu yüzden ailem ve doğmamış çocuklarımla tehdit edildim. Ailemi elimden aldılar. Yıllardır bu çalışmayı durdurmak için öğrencimle beraber çalışmalar yürütüyorum. Devletten isteğim onlara ulaştıracağım çalışmalar vesilesiyle harekete geçmeleri. İnsanlık için tehdit oluşturan bu ilaçları tedavülden kaldırıp imha etmeleri."