♲SEB/19☣

707 86 276
                                    

Bu bölümün çok sakin olmasının hatrına yorum istiyorum boooolca😂💜

Meyveli sodamdan bir yudum daha alırken gözlerimi yoldan ayırmıyordum.

"Yolumuz uzun, istersen arkaya geç, uzan." Diye öneride bulundu Muâz.

Cıkladım. Meyveli sodayla kafayı bulmuş gibi hissediyordum.

"Sen bilirsin. Daha rahat altı saatlik yolumuz var."

İki saattir yoldaydık zaten! Of! Artık sıkılarak eşarbımın iğnesini çıkarıp koltuğun kenarına batırdım. Muâz'ın gözleri dehşetle koltuğa kayarken inledi.

"Kesinlikle bir kâbus!"

Zaafı arabasıydı tabi. Dünya yansa umrunda değildi aptalın!

Kıkırdayarak başımın üzerinde ki iğneyi de çıkarıp koltuğa batırdım.

"Ahsen yapma ya, lütfen!" Dediğinde gözleri koltuğa kayıp duruyordu.

Onu taklit ettim. Ama farklı bir versiyonla.

"Muâz lütfen bırak gideyim! Lütfen!"

Gözlerini kapatıp açarken yaptığım göndermeyi ve bana verdiği karşılığı hatırlıyor olmalıydı. Ben boşanmak, gitmek istemişken o izin vermemişti. İğnenin de arabasının da lafı bile olmazdı!

Tahmin ettiğim gibi sustuğunda bir yanım buna bile bir şekilde karşılık verebileceği düşüncesindeydi ama sanırım yolda olduğumuz için susmuştu.

İkimiz de sessiz bir yolculuk devam ettirirken Muâz bunu bozarak radyoyu açtı. Aramızda ki sessizlik beni gerdiği gibi onu da geriyor olabilirdi.

"Nereye gidiyoruz?" Diye sordum sonunda. Pes etmiştim. En azından bu konuda.

"Muğla'ya gidiyoruz. Ama tam belli bir yerimiz yok. İstersen sen seçebilirsin. Fethiye, Bodrum, Marmaris..."

Gözünü yoldan ayırıp bana çevirdi.

"Nereye gitmek istersin?"

"Hiç bir yere. Sadece zorla nereye götürüldüğümü öğrenmek istemiştim!"

Gözlerini kapatırken güldü ve ardından yola döndü.

"Peki, öyle olsun."

°°°

Saat veya bana göre saatler geçmişti. İkimiz de ağzımızı açıp tek kelâm etmemiştik. Edemezdik de. Hadi Muâz yapardı da benim gururum el vermezdi. Onunla konuşacak hiç bir şeyim yoktu. Bu saatten sonra da olmazdı. Ne havadan sudan bir sohbet ne de dertleşme. Biz o sınıra gelemeden vurulmuş askerlerdik.

Sessizlik uykumu getirmişti. Ama uyumak da istemiyordum. Gözlerimi açık tutmaya çalışarak camdan geçtiğimiz yolları izliyordum. Telefonumla uğraşmak istesem, ne konuşabileceğim biri vardı ne de her hangi bir tanıdığım.

Ben istemsizce iç çektiğim sırada Muâz arabayı durdurdu.

"N'oldu? Bir sorun mu var?" Diye korkuyla kafamı kaldırıp ona döndüm. Sonuçta izbe bir yerdeydik. Boş boş neden dursun ki?!

Bir eli direksiyonda diğeri el frenindeydi.

"N'oluyor?" Diye tekrarladım.

Sakin bir ifadesi vardı ki beni çıldırtıyordu!

"Bir şey olduğu yok Ahsen. Bagajdan bir şeyler alacağım. O yüzden durduk."

Kapısını açıp indi ve o arkaya ilerlerken ben de ona doğru dönüp ne yaptığını izledim. Bagajı açarken göz göze gelmemizleyse hemen önüme döndüm. Adam seni arabada bırakıp kaçacak değil Ahsen!

Son Evlilik Bükücü/2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin