♲SEB/24☣

727 94 164
                                    



"Sakin ol Sevgilim, sorun yok."

Senin için sorun yok ama benim için var! Büyük bir sorunlar silsilesi hem de!

Hani sarılacaktın!

Muâz yola koyulduğunda arkamı dönüp adamlara baktım. Arabanın içindeydiler. Baygın mıydılar? Ne oluyordu Allah aşkına?!

Ağlayarak önüme döndüm. Bu sırada İkrime, "Ben çok kötüyüm." Diye mırıldandı. "Çok kötü hissediyorum."

Muâz, "İkiniz de sakin olmayı deneyin, kesin çok iyi gelecek!" Diye abartı ifadelerle bize laf vurdu.

Ben ağlamaya devam ettim. Uzun süren yolculuk böylece katlanılmaz hâle geldi. Evin önüne geldiğimizde Muâz otomatik kumanda ile kapıyı açtı ve arabasıyla bahçeye girdik. Kapının tam önünde durduğunda, "Hadi," diye söylenip önce kendisi indi.

İkrime de onun hemen ardından inerken ben biraz beklemeyi tercih ettim. Derin derin nefesler alırken yarım saat önce ne yaşadığımı sorguladım.

Bu sırada kapım Muâz tarafından açıldı ve irkilerek ona bakmaktan kendimi alamadım.

Nefesini bırakarak, "Gel buraya," diye kısık, mırıltı gibi bir sesle söylendi ve elimden tutup kendine çekti beni.

Yüzüm göğsünün biraz altına denk gelirken kokusunun tadını çıkararak yüzümü ona yasladım.

"Korkuttuk seni galiba, Prenses Hazretleri!"

"Dalga geçme benimle." Diye cevap verdim ona gömdüğüm yüzüm sebebiyle boğuk çıkan sesimle.

"Dalga geçmiyorum Prenses değil misin yoksa?"

Kollarını etrafıma dolarken sonunda sözünü yerine getirdiği için huzurluydum. Gecikmeli de olsa.

"O adamlara ne oldu?" 

"Bilmek istemezsin." Başımın üstüne bir öpücük bırakırken arkamdan doladığı ellerinden birini hareket ettirerek belimi okşadı.

"İçeri geçelim." Soruma verdiği cevaba şaşırırken adamların başına düşündüğüm gibi kötü bir şeyin gelmesinden şüpheliydim.

Muâz onları öldürmüş olamazdı. Ne silah sesi duymuştum ne de kan görmüştüm yerde. Hem... hayır onu birini öldürürken düşünemezdim bile! Birini öldürüp bu kadar rahat olamazdı değil mi?

Şüpheyle gözlerimi yüzüne diktim. Olabilir miydi yoksa?

İkrime bizden önce içeri girmişti galiba. Çünkü bahçede görünmüyordu. Adamlar bizi takip edince onu medreseye bırakmamıştı Muâz. Sanırım bu gece burada kalacaktı.

Ardından Muâz'ın belimde ki eliyle yönlendirmesi sonucu eve girdik.  İkrime ortalıklarda yoktu ama gelen seslere bakılırsa midesi iyi değildi.

Onun için endişelenirken Muâz, "Ben İkrime'ye baksam iyi olur." Diyerek beni bırakıp hızlı adımlarla koridorda ki banyoya girdi ve kapıyı arkasından kapattı. O İkrimeyle ilgilenirken ben de üst kata çıktım. Feracemi çıkarmadım ama eşarbımı daha rahat bir tanesiyle değiştirdim.

Böyle ânlarda sorunlardan kurtulmanın en iyi yolu ağlayarak uykuya dalmak olsa da önce yapmam gereken bir şey vardı. Aşağı inip İkrime için nane-limon kaynatmak.

Muâz ve onun için iki bardak koyup tepsiye yerleştirdikten sonra salona girip orta sehpanın üzerine bıraktım. Ardından banyonun kapısını tıklattım. Muâz'ın ses vermesini beklerken kapıyı açan İkrime oldu.

Son Evlilik Bükücü/2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin