SEB Sonsuz Devam

837 60 55
                                    

"Hayır dedim Muâz."

Muaz karısının inatçı bir şekilde kucağında tuttuğu bebeğe baktı. Yüzünde istemsizce beliren gülümseme bebeğin henüz sakinleşemeden tekrar ağlamaya başlaması ile soldu.

"Sevgilim," diyerek Ahsen'in önüne geçip ondan kaçmasın diye karısını kollarının arasına aldı. Tabi bu hareketiyle bebeği de.

Dışarıdan bakan gözler için öyle imrenilesi gözükürken aslında çözmeye çalıştıkları büyük bir problemleri vardı. En azından Ahsen için gerçekten büyük bir problemdi.

Ahsen Rana dayanamayarak kocasının da onu abluka altına alması ile ağlamaya başladı.

"Bırak Muâz. Bak zaten o da ağlıyor. Bir türlü susmuyor. Her şeyi yaptım. Gerçekten her şeyi yaptım." Muâz sadece masum ve anlayışlı bir ifade ile gözlerine bakarken Ahsen ağlayarak anlatmaya devam etti. Ama bunlar zaten Muâz'ın bildiği şeylerdi.

"Karnı da tok. Altı temiz, üstünü değiştirdim. Gazını çıkardım. Hani bebekler annelerinin kucağında sakinleşirlerdi?! Benim bebeğim çıldırmış gibi ağlıyor, çok huzursuz! Beni istemiyor işte! Bebeğim beni istemiyor!"

"Sen ver bakalım şu bebeği bana!"diyerek güldü Muâz. "Biraz da babasına yapsın bu atar gideri."

Ahsen kucağında ki bebeği loş ışığın altında Muâz'a uzattı. Kucağına verirken bile içi gidiyordu. Baba-oğul öyle yıkıcı bir görüntü oluşturuyorlardı ki Ahsen'in kalbi bu görüntüye asla alışamazdı. Muâz bebeğini kucağına aldığında onu sakinleştirmek gibi bir çabaya girmedi. Bebeğinin neden ağladığını biliyordu. Çözüm çok uzakta değildi sadece Ahsen tarafından asla bir çözüm olarak görülmemiş ve evden kovulmuştu.

Tek sebebi ise kıskançlıktı.

Annelik hormonları olduğunu düşünmüyordu ama kesinlikle Ahsen doğumdan sonra fazlası ile kıskanç biri olmuştu. Bu kıskançlık kendisi için olsa Muâz'ın canına minnet ama yeni doğmuş bebeği kıskanıyordu. Bu da bir miktar Muâz'ın bunu kendine yedirememesine sebep oluyordu ama sonunda düşününce bu da ona oldukça komik geliyordu. Küçük velet yüzünden düşmediği bir bu hal kalmıştı.

Bebeği nazikçe kollarında tutup yüzünü oğlunun boynuna gömdü. "Nasıl bu kadar özlemiş olabilirim seni Küçük Bey? Bu huysuzluğuna rağmen hem de!"

"Amcayı çağıralım mı? Hı?" Diye sorduğunda Ahsen inatçı keçiler gibi başını çevirip burnunu havaya dikti. "Benim oğlum amcasını mı istiyor?"

Muaz nabzını ölçer gibi bakışlarını Ahsen'e çevirip alttan alttan baktı.

"Ne münasebet?"

Ama karısı onda görmeye alışık olmadığı kadar büyük bir irade ile resmen kendisi ile savaşıyordu.

"İlk olarak o amcası değil dayısı. İkinci olarak ise oğlumun o gıcık, pislik bebek hırsızı dayısını istediğini hiç sanmıyorum!"

Muaz içinden bir yuh çekerken sessizce kucağında bir ileri bir geri gidip gelirken tuttuğu bebeğini oyalamaya çalışmaya devam etti.

"Bence bunu tartışmayalım Sevgilim. Sonuçta İkrime'yi kovdun. Artık senin tarafında olduğunu hiç sanmıyorum. Çoktan amca kontenjanına girmiştir bile."

"Girerse girsin. Ona öyle şeyler yaparım ki amca kelimesini bile lügatten siler. Ne sanıyorsun ki?"

"Oo bakıyorum da pisleşiyoruz Ahsen Hanım." diyerek güldü Muâz. "Ama bu kalbimi kırar bak. Benim de en az senin kadar pisleşebildiğimi unutmuş gibisin."

Son Evlilik Bükücü/2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin