♲SEB/1☣

3.6K 151 56
                                    

《Son Evlilik Bükücü》

Ensemde ki sızlamayla seslice inleyip kafamı geriye doğru yatırdım ve o ân bunun sebebini hatırlatan emarelerle hızla gözlerimi açtım.

Ne oluyor lan? Beni kaçırmaya cürret eden şerefsiz kim?!

Hayır, madem bu kadar şahsiyetli, mükemmel birini kaçırdınız; SANDALYEYE Mİ BAĞLARSINIZ?!

Nerede oğlum benim tahtım?!

"Sonunda uyandın, neredeyse en sevdiğin(!) yöntemi üzerinde deneyecektim!"

Geriye yatırdığım kafamı kaldırıp sesin sahibine döndüm.

Yüzünde öyle büyük bir gurur vardı ki; gören yeni bir kıta keşfetmiş zannederdi.

Epi topu kendi adamını kaçırdın yani, ne bu hava?

"Bu nasıl misafirperverlik Berzah Bey? Hem sandalye," diyerek olduğum yeri işaret ettim. "Hiç yakışıyor mu size?"

"Ulan Muaz, ha öldürdüm ha öldüreceğim seni. Ama hala goy goy peşindesin!"

"Öldürmek mi? Muaz Vuslat'ı. Düşünmem lazım Berzah'cım."

Sırıtan yüzüme karşın başını iki yana salladı ve ellerini ceplerine yerleştirdi.

Beni öldürmeyi falan düşündüğü yoktu. Öldürecek insan bu kadar beklemezdi.

Benden istediği bir şey vardı ve buna rağmen benim ona bir teklif götürmemi bekliyordu.

Bunu da ölüm tehdidiyle yapacaktı aklı sıra.

Ama ben onu ondan daha iyi tanıyordum.

"Ben gayet ciddiyim Muaz. O kadar kişi seni ararken ben buldum. Neden öldürmeyeyim ki?"

Bu da ona sebepler sıralamam gereken yerdi sanırım.

Ama ufak bir problem mevcut;

Ben sebep sunmam.

"Beni bulmuş olman marifet mi ki?" Diye sordum, onun istediğinin aksine hareket ettiğimi bilerek.

Alayla sesli bir şekilde güldüğünde, onu umursamadığımı daha fazla göstermek için bana asla layık olmayan bu rahatsız sandalyede geriye doğru yaslanıp bacaklarımı da genişce açtım.

Sen kendini ne zannediyorsun acaba?

Kimsin oğlum sen?

Muaz Vuslat burada.

"Marifet değil, güç!"

Allah Allah! Dalga geçmeye üşendim şuan.

"Bunun sadece eskiye dayanan 'talihsiz' tanışıklığımızdan kaynaklandığını söylersem umarım ayıp etmiş olmam."

Dişlerini birbirine sürtüp çıkardığı sesle kulaklarımı taciz etmiş olsa da ne yüz ifadem ne de duruşum değişmedi.

Bana eziyet olsa bile önceliğim karşımdakinin rahatını bozmak.

"Asın şunu."

Beni kastederek verdiği emirle adamları bana yöneldiler.

Aradan geçen on dakikanın sonunda -zorluk çıkarmadığımdan mütevellit-ayaklarımdan tavana asıldığımda Berzah kafasını yana yatırarak, "Biraz da dövün, belki o zaman ciddiyetin ne demek olduğunu hatırlar ve benimle alay etmemesi gerektiğini öğrenir." Diyerek pis bir sırıtış eşliğinde çöplüğünü terk etti.

Son Evlilik Bükücü/2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin