Merhabalar can okurlarım!
Bugüne kadarki en uzun bölümle tekrar karşınızdayız.
İmzamızı bırakmayı unutmayın lütfen (🐾🐾🐾)
Yorumlarda bulşmak üzere ve...
Keyifli okumalar❤️❤️❤️
Kulaklarımda çınlayan silah sesi ile korku ilmek ilmek bütün vücuduma işlerken, titreyen dizlerimle arkama döndüp neler olduğunu anlamak istedim. Bahçe de az önce olmayan korumalardan biri kaçtığımı fark etmişti.
Siktir!
Elinde ki silahı bana doğrultup, yanında ki arkadaşına, "Patronu ara."deyince bende şimşekler sonunda çaktı ve düşünmeye başlayabildim.
Yeniden o caninin kollarına teslim edemezdim kendimi.
Ani bir hareketle onlara arkamı döndüm ve olabildiğince hızlı koşmaya başladım. Omzunun üzerinden arkamı dönüp baktığımda kimseyi göremeyince adımlarımı yavaşlatıp, yol kenarına çöktüm.
"Miyav."
Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atarken duyduğum ses ile göz pınarlarıma akın eden yaşlara engel olamadım. Korkuyla bana bakan Zalim'in hızlı kalp atışlarını elimin altında hissederken, "Özür dilerim."diye fısıldadım. "Çok özür dilerim. Seni kendi karanlığıma sürüklediğim için, seni koruyamadığım için, kalbini bu denli hızlı attırdığım için senden özür dilerim."
Birbirimizin soluğunda dinlenirken hemen ilerde yanıp sönen ışık ile elimi kalbimin üzerine götürüp art arda soluduğum nefesimi dizginlemeye çalıştım.
Gittikçe yaklaşan ışığa odaklandım. Gözlerimi yakıyordu ve kör olacakmışım gibi hissetmeme sebep oluyordu.
Araba bana birkaç adım uzaklıkta durdu ve yanıp sönen güçlü farlarıyla beni hedef aldı. Gözlerimi yumarak yüzümü direk çarpan ışıktan korunmaya çalıştım.
Geçen saniyelerde sonra gözlerimi hafifçe aralayarak karşımda duran arabayı hatırlamaya çalıştım. Yabancı bir araçtı.
Parlak siyah ve oldukça gösterişli arabanın kapısı açıldı ve sadece bir kaç saniye sonra içinden bir adam çıktı. Kaşlarını çatıp ilgiyle bir kaç saniye beni izleyip, "hey burda ne işin var senin?" diye sordu hayretle.
Cevap vermeyip dolan gözlerimi soğuktan kıpkırmızı olan çıplak ayaklarıma çevirdiğimde birkaç uzun adımda yanıma ulaşıp, önümde diz çöktü. Sıcak elleri ile soğuktan uyuşmuş elimi avuçladığında karşı çıkmak istedim. Ama tek yapabildiğim kaşlarımı çatmak olmuştu.
Zifiri gözleri ile kararlılıkla bana bakıp, "Sana yardımcı olmak istiyorum." dedi. Onu boş gözlerle izlerken konuşmasına devam etti. "Bak kimsin, Anıl'la aranda ne var ya da gecenin bu saatinde burada ne işin var bilmiyorum ama seni böyle bırakıp sıcak evime gidemem tamam mı? Kendin için değilse bile bunu onun için yapmalısın." gözleriyle işaret ettiği yer bakınca bariz bir şekilde soğuktan titreyen kedime baktım.
Sadece bir kez gördüğüm bu veterinere güvenmelimiydim, yoksa o piskopatın soğuktan donmadan önce beni bulmasını mı beklemeliydim bilmiyordum. Sanki bedenimle birlikte beynim de uyuşmuş gibi hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRANE +18
RomanceYetişkin içerik! Beni inceleyen cüretkar bakışları rahatsızca kıpırdanmama neden olmuştu. "Şey..." diye mırıldandım içime kaçan sesimle. "Ben nereye gideceğimi bilmiyorum." Elindeki içki şişesini son kez kafasına dikerek sert bir şekilde masaya bıra...