Selamlarrrrr!!!
Biliyorum geciken bir bölüm oldu ama uzun ve güzel bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Bilmem sizde benimle aynı şeyi mi düşünüyorsunuz 🤔🤔🤔
Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur😊😊
Sizleri seviyorum canlarım ♥️♥️♥️
İmzamızı da bırakıp bölümü okumaya başlayalım o zaman (🐾🐾🐾)
Veee Keyifli Okumalar...♥️♥️♥️
Anıl beni kardeşinin katili sanıyordu!
Beni kardeşinin katili sanıyordu!
Kardeşinin katili sanıyordu!
Aklımda dönüp duran bu cümle içimdeki bir şeyleri öldürürken. Yüzümden yuvarlanan yaşlara engel olamıyordum.
Bundan sonra ne olacaktı hiç bilmiyordum. Ama bildiğim bir şey varsa o da artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağıydı.
Aniden çalan korna sesi irkilmeme sebep olurken, önümde duran araba beni kendime getirmişti.
Oturduğum yerden olağan gücümle kalkıp, gözyaşlarımla ıslanan yüzümü sildiğimde ancak anlayabilmiştim gelenin kim olduğunu.
Bu gelen Devrim'di.
Sürücü koltuğundan inip, hızla yanıma gelmişti. Laciverte çalan mavi gözleri endişeyle büyürken, beni kendime getirmek istermişçesine omuzlarımdan sıkıca kavramıştı.
"İyi misin Yazgı?" diye sormuştu endişeyle beni süzerken. "Sorunun her ne ise bana anlatabilirsin." diye devam etmişti ilgili çıkan ses tonuyla.
Anıl ona Dolunay'ı merdivenlerden atanın ben olduğumu söylese de acaba bana böyle davranır mıydı, ya da Anıl'ın yaptığı gibi anlayıp dinlemeden kesin yargıya mı varırdı? Sanırım her seferinde olduğu gibi bu seferde kimse bana inanmayacaktı.
Ahh Allah'ım bu lekeden nasıl kurtulacağım ben?
Aklımdan geçen düşüncelere ara vererek, dudaklarımı aralayıp, "Hemen hastaneye gitmemiz lazım." demiştim ağladığımdan dolayı çatallaşmış çıkan ses tonuyla.
Devrim soru sorar gibi bana bakınca, titrek bir şekilde alabildiğim nefeslerimin arasından, "Dolunay..." diyebilmiştim sadece.
Devrim'in lacivert gözleri korku ve endişeyle büyürken, kafasını tamam anlamında ileri geri sallarken, daha fazla soru sormadan hızla binmişti sürücü koltuğuna. Bende hemen yanında yerimi alınca vakit kaybetmeden çalıştırmıştı arabayı.
Gerginliğin asılı olduğu arabada, çıt çıkmazken. Devrim'in de en az Anıl kadar korktuğunu sessiz kalmasından anlamıştım.
Hastaneye gidince beni neyin beklediğini bilmiyordum. Dolunay nasıldı? Anıl ne haldeydi? Ben yanlarına gidince nasıl davranacaktı?... Ve daha onlarca soru işareti.
Bu bilinmezlik karnıma krampların girmesine neden olurken, istemsizce tırnaklarımı avuç içlerime saplamıştım.
Tek dileğim ise Dolunay'ın iyi olmasıydı.
Kaskatı bir şekilde durarak geçirdiğim yolculuk sonrası araba ani bir frenle durmuştu. Hastaneye gelmiştik işte. Arabadan inen Devrimle beraber bende hızla arabadan inmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİRANE +18
RomanceYetişkin içerik! Beni inceleyen cüretkar bakışları rahatsızca kıpırdanmama neden olmuştu. "Şey..." diye mırıldandım içime kaçan sesimle. "Ben nereye gideceğimi bilmiyorum." Elindeki içki şişesini son kez kafasına dikerek sert bir şekilde masaya bıra...