25

87.1K 4.2K 484
                                    

05*********; Merhaba Leyla

05*********; Seni çok seviyorum demek için yazdım.

05********; Adını kalbimin tam üzerine dövme bile yaptırdım.

05********; Senin benden başka kimseye yar olmayacağını bil diye yazıyorum.

Leyla; Akif?

Leyla; Sen misin?

05********; Akif kim?

05********; Kim lan o?

Leyla; Ne saçmalıyorsun?

Leyla; Dört gün sonra başka bir numaradan yazacak kadar düştün mü?

05********; Asıl sen saçmalama.

05********; Akif makif değilim ben.

05********; Aşkım diyebilirsin ama.

...

Yine aynı numaradan aynı tip mesajlar aldığımda sabahın o kadar körüydü ki kalkıp sövmeye bile gücüm yoktu. Bir süre sadece tavanı izlemekle yetindim hatta ve düşündüm. Olanları, olamayanları, Akif'i. Hepsine mantıklı bir çözüm bulduysamda sonuncuyu mantığımda herhangi bir yere oturtamıyordum. Bağışlasam olmuyordu, unutmaya çalışsam olmuyordu, aramak istiyordum olmuyordu. Ne son karşılaşmamızdaki bakışı siliniyordu aklımdan ne de telefonda yazdığı o kırıcı sözleri.

Doğrulup sırtımı yatak başlığına yasladım ve komedinin üzerine bıraktığım telefonu alarak en yakın arkadaşım olan Deniz'i aradım. Gece nöbetinde olduğu için evde değildi. Birkaç çalıştan sonra açtı telefonu.

"Günaydın." Dedim kapının kenarındaki ufak makyaj masamın bir köşesinde duran gülleri izleyerek. Onları neden çöpten aldığımı bile bilmiyordum. Akif gidince dayanamamış ve attığım yerden çıkarmıştım.

"Günaydın. Nasılsın?"

"İyi değilim. Sen?"

"Bende değilim." Dedi. "Ama önce sen anlat."

"Ne oldu?"

"Yorgunum kuzucuğum. Başka bir sebebi yok, biliyorsun. Sen anlat haydi."

Biraz bekleyerek kelimeleri toparlamaya çalıştım.

"Uyku tutmuyor."

Tutmuyordu işte. Tüm gece yatakta bir sağa bir sola dönüp durmuş, ancak bir saat bile olsun uyuyamamıştım. Üstüne üstlük bu halde gitmem gereken bir okul, eğitim vermem gereken öğrenciler vardı.

"Akif mi yine?"

"Akif."

Elbette her en yakın arkadaşların yapacağı gibi aramızda geçenleri kelimesi kelimesine anlattığımdan anlaması uzun sürmedi. Mesele anlaması da değildi ki. Mesele bir çözüm bulamıyor olmasıydı. Çünkü ona göre ben Akif'e karşı bir şeyler hissediyordum ve hislerim de yüksek ihtimalle karşılıklıydı. Bana göre ise ben o teğmen bozuntusundan nefret ediyordum. Etmeliydim.

"Neden oturup konuşmayı denemiyorsun? İki yetişkinsiniz sonuçta."

"Onca laftan sonra onunla tek kelime bile konuşmam." Diye direttim. Derin bir nefes alan kadın daha yumuşak bir sesle devam etti konuşmaya.

"Unut o zaman."

"Deniyorum."

"Olmuyor mu?"

"Olmuyor. Beni kovdu, alay etti."

Dağ Ceylanı | Texting | Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin