Hiç içime sinmedi. Salla pati bir şeyler oldu ama dram yazmak içimden gelmedi napim. Neyse bol bol yorum yapmayı unutmayın. Sevgiler 🌺
🌿🌿🌿
Akif, Helin'in montunu giydirdi en son ve miniği kucaklayıp tutmam için elini uzattı. Düşünmeden parmaklarımı parmaklarına sardım bende. Birlikte evden çıktık. Uzaktan gören birisi minicik ancak fazlasıyla güzel bir aile olduğumuzu düşünebilirdi. Ki ben bile bu düşünce zihnime hücum ettiği andan itibaren bulutların üzerindeyemişim gibi hissetmeye başlamıştım. Akif her ne kadar kabul etmesede mükemmel bir baba olacak, kalbimin dört bir yanını fethetmesine izin vermekte ne denli haklı olduğumu kanıtlayacaktı. Onu seviyordum, evet. Beni seviyordu. Ama hepsinden öte benim bu koca şehirdeki ilk arkadaşım, sırdaşım olmuştu. Tartışmalarımızı ve sinirini benden çıkardığı saçma anları saymazsak tabii.
Arabaya gelince ellerimizi istemeye istemeye ayırmak zorunda kaldım. Akif, Helin'i arka koltuğa oturup kemerini bağlarken de ben çoktan yerime geçmiştim. İşini bitirince sürücü koltuğuna oturdu, sağ elini uzatarak tekrar el ele tutuşmamızı sağladı.
"Akif, ellerin çok sert." Dedim yola çıktığımızda. Kaşları çatılmıştı.
"Rahatsız olduysan,"
"Olmadım. Olmamda. Ama sana bir şey almıştım, onu hatırladım. Hep soğuktan oluyor." Tek elle çantamın içindekini çıkarmakta zorlansamda nihayetinde kocaman kutusu olan el kremini bulmuştum. Dikkatle açıp biraz aldım içinden.
"Üşenmedin mi bununla uğraşmaya?"
"Yoo. Seninle ilgili hiçbir şey beni uğraştırmaz."
Tuttuğum eline sürdüm. Sonra diğerine. Elbette direksiyonu tuttuğu için hızlı olmam gerekmişti. İşimi bitirince kutuyu arabanın ön kısmına bırakarak gülümsedim. Akif parmaklarımdan öptü.
"Teşekkür ederim." Dedi. "Beni düşündüğün için."
Ona onunla ilgili neler neler düşündüğümü söylemek için yanıp tutuşsamda arka koltukta oturan miniğin keskin bakışlarını üzerimizde hissettiğim için sessiz kalmıştım.
"Akif seni düşünmek benim için bir yaşam sitili."
"Çok güvensiz bir ilişki içerisindeyim."
"Aşkolsun. Düşünüyoruz dedik. Ne dedik sanki?"
"Senin düşüncelerini az çok tahmin edebiliyorum. İnan kanım donuyor."
"Bakim?"
"Neye?"
"Kanın donmuş ya."
"Damarımı mı göstereyim?"
"Aç kalbinin olduğu,"
"Çocuk var. Lütfen rahat bırak beni."
Sustum. Soyunmayacağı belliydi. Ne yapabilirdim? Rabbim insanlara bir nefis verirdi, beni yüz taneyle sınıyordu. Üstüne üstlük karşıma dalyan gibi, servi boylu, kurt bakışlı, aslan yeleli, ayı omuzlu, anadolu kaplanı durşlu bir adam çıkarmış, dayanabilirsen dayan demişti adeta. Ama ben dayanamazdım. Sabır sıfırdı bende.
"Leyla abla?"
"Efendim kuzucuğum?"
"Ben vayım, lütfen amcamı yahat bıyak."
Aa! Amcanı rahat bırakırsam kaparlar. Bırakamam.
"Amcanla şakalaşıyoruz biz."
"Leyla abla?"
"Efendim?"
"Sen benim amcama aşık mı oldun?"
Aşk olsa durmazdım, düpedüz kara sevdaydı bu. Biraz cevap vermeden beklediğimi görünce Akif'in kaşları havalandı. Yasin'in evine de yaklaşmıştık zaten. Düşünür gibi işaret parmağımı yanağıma bastırıp alt dudağımı büzdüğümde Helin gülmeye başlamıştı keyifle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dağ Ceylanı | Texting | Tamamlandı
Cerita Pendek0537******* ; Yanıyorum Akif 0537*******; Söndürelim mi? Başlama Tarihi: Aralık 2021