77

38.4K 2.4K 251
                                    

YANLIŞIM VARSA UYARIN LÜTFEN. TELEFONDAN YAZDIM ÇÜNKÜ. İYİ GECELER. VE BOL BOL YORUM RİCA EDEBİLİR MİYİM? SEVGİLER EFENİM 🧡

💍💍💍

Sabah erken uyandım. İçimde tarifi mümkün olmayan ama kabaca anlatmak gerekirse yangınları andıran bir heyecan vardı. Sağa sola koşturup durmuştum. Oysa annemler zaten hazırlanacak her şeyi daha önceden yapmışlar, bize hiç iş bırakmamışlardı. Tabii heyecanımı ilk başta hepsi anlayışla karşıladığından koşturmalarım da göze batmıyordu. Zaman iyice daralınca bende daraldım, onların tahammül seviyeside.

Bahçenin süslenmiş kısmına koyulan sandalyeleri tek tek kontrol eden Kerim bile benim için fazla rahattı. Ya da bir köşede arkadaşlarımla konuşan kuzenlerim de gözüme batmaya başlamıştı sanki. Ya babam? Akşama kadar camın önündeki tekerlekli sandalyesini bir milim bile kıpırdatmadan sessiz sessiz oturup durmuştu. Halam ve teyzelerim olmasa evde endişelenen tek insan benim derdim ama sağ olsular ev ahalisinin olanca sakinliğine rağmen o ikisi heyecanlı ve atiktiler.

"Ben Yasin'i özledim."

Kahve fincanlarını kurulayan kızıla dönmeden elbisemin eteğini düzelttim.

"Daha dün seni buraya o getirmedi mi?"

"Olsun. Özledim işte."

"Ya elimin tersindesin! Ben ne yapayım heh? Bir hafta oldu."

Haklıydım. Öfkem gayet yerindeydi. Yedi koca gün oluyordu sevdiğimi görmeyeli. Akif benim için bir yaşam sitili olduğundan görmeyince duramıyordum.

"Ama siz evleneceksiniz. Öyle düşün."

"Düşünmemem hepimizin kârına olur."

Biraz bekledi ve en sonunda haklı olduğumu düşünmüş olacak ki başıyla onayladı.

"Kudurma Leyla."

"Zor. Çok zor."

Annemin elbisenin altına giymem için getirdiği beyaz, altı dantelli babaanne taytı hala mutfak kapısının kolunda asılı duruyordu. Uzanıp elime aldım.

"Günah. Sabret biraz daha."

"Sanki sabretmesem Akif kabul edecek."

"Yahu çocuk böyle olmasa sen şimdiye kucağında bebekle gelirdin buraya, biliyorsun değil mi?"

Hepsini tek tek tepsiye dizdikten sonra havluyu katlayıp çekmeceye bıraktı ve tekrar kapatıp bana döndü. Mükemmel güzellikte bir hatun olmasa bile olgunluğuyla herkesin dikkatini çekecek biriydi Tuğba. Ama o hem güzel hem de akıllı olmayı seçmiş, hemcinslerine büyük bir kazık atmıştı. Mesela bana. Bir insanda sadece biri olurdu canım! Ben şansımı dünya güzeli olmaktan yana kullanmıştım.

"Fena mı olurdu?"

"Yani,"

"Geldiler abla!"

Kerim başını mutfak kapısından uzatıp bağırdığında Tuğba'nın cümlesi de yarıda kalmıştı.

"Eyvahlar olsun!" Diye cırladım. "Neden bu kadar erken geldiler?"

"Ne erkeni abla? Yarım saat daha gecikseler babam yatmaya gidecekti."

Makyajım nasıldı? Elbisem? Allah'ım sen yardım et!

"Nasılım Tuğba?!"

"Sakin ol. Çok güzelsin."

Onu biliyordum. Ama üstelemedim. Kardeşimin arkasından bahçe kapısına vardım hızlıca. Evimiz dar ve Antalya fazlaca sıcak olduğundan mütevellit isteme faslını bahçede yapmayı kararlaştırmıştık. Zaten kapıya çıkınca bu düşüncemizde ne denli haklı olduğumuzu da anladım. Sayamayacağım kadar çok araba arka arkaya park etmişti sokağa. Komşularımızı cama çıkaracak kadar kalabalıklardı.

Dağ Ceylanı | Texting | Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin