61

44.1K 2.2K 230
                                    

Akif'in karşısında Cıbıl kalmamın üzerinden tam olarak iki gün geçmişti. Bu iki gün içerisinde onun attığı hiçbir mesaja dönmemiş, aramaları kabul etmemiş ve yarenler grubuna da girmemiştim.

Utanıyordum çünkü.

Sevgilimin beni utandırmayacak bir insan olduğunu bilsem bile yaptığım aptallığın sürekli olarak zihnimde dolaşıyor olması işleri benim adıma zorlaştırıyordu. Onu özlemiştim ama. Zaten haftada bir ancak görüşebiliyorduk, şimdi benim utangaçlığım yüzünden o şansta yok olmuştu.

Öte yandan geri dönmediğim bir mesajında dayısının ısrarla yemeğe davet ettiğini de yazmıştı ki bu o söylemese bile bildiğim bir şeydi. Günler öncesinde Zehra Hanım dile getirmişti bu durumu. Sizce ne yapayım kızlar demişti, bende zıkkım kaynat diye gazlamıştım. Mal olduğum için.

"Leyla abla?"

Yanıma kadar gelen küçük bedene döndüğümde Helin'in beni pür dikkat izlediğini gördüm.

"Söyle güzelim."

"Üzgün müsün?"

"Hayır. O da nereden çıktı?"

Omuzlarını silkeledi. Serbest bıraktığı saçları hafifçe sallanmıştı bu hareketiyle.

"Bilmem." Dedi. "Bu yesmi Akif amcamın doğum günü için yaptım. Sence nasıl olmuş?"

"Akif'in doğum günü mü?"

"Evet. Yayın. O kutlamayı sevmediği için payti yapmayacağız ama babannem kahvaltıya çağıydı."

Şaşkınlıkla beklediğimi görünce kaşları çatılmıştı Helin'in. Yeşil elbiseli bir adamın olduğu, bu amcası olmalıydı, resmi masama bırakarak daha da yaklaştı.

"Ben unutmuşum."

"Olsun. Dedim ya, amcam sevmez doğum gününü. Babam biy keye pasta almıştı, çok kızdı. "

"Neden?"

"Bence utanıyoy."

Oy benim karlı dağ aslanım. Beklerdim, utanırdı.

"Yayın, aman yarın demek doğum günü."

"Evet, yayın."

"Teşekkür ederim Helinciğim. Nasıl bir iyilik yaptın bana bilemezsin."

"Yica edeyim Leyla abla. Bence sen kutlasan kızmaz. Limonlu cheesecake sevey. Bu ayamızda kalıy meyak etme."

Göz kırpıp gerisin geri döndü sonra. Hayretle arkasından baktığımı gören Sevgi koluma dokunarak beni kendime getirmek zorunda kalmıştı. Bu çocukları nasıl böyle yetiştirebiliyorlardı? Ben küçükken meyveyi çekirdeğiyle yuttuğumda ağzımdan dal falan çıkmasını bekliyordum.

Demek Akif'in doğum günü yarındı. Gerçi kendisi hakkında bana hiçbir şey anlatmadığı için bunu bilmemem gayet normaldi ama yine de kendime kızıyordum. O anlatmadı diye bende sormamıştım. Mükemmel bir taktikti. Geç olsun güç olmasın diye teselli ettim kendimi neden sonra. Kutlamayı sevmiyorsa büyük bir partiye de gerek kalmıyordu. Akşam eve döner dönmez cheesecake yapabilirsem işi hasarsız halledebilirdim.

Ki öylede oldu. Okul çıkışı çocukları velilere sorunsuz teslim eder etmez markete attım kendimi. İçeçekler, biraz abur cubur, tatlım için malzemeler derken epey bir şey almıştım. Eve taşıması da alması kadar kolay olsaydı keşke. Mutfağıma ulaştığımda omuzlarım neredeyse çıkmak üzereydi.

Biraz dinlendim, sonra tatlımı tarife göre yapıp dolaba attım. Börek, dolma ve yoğurtlu makarna da hazır olduğunda geriye sadece yarını beklemek ve Akif'i bir bahane uydurarak eve çağırmak kalıyordu. Salona geçtiğimde bildirim ışığı yanan telefonumu aldım elime ve mesaj kısmını açtım. Onlarca mesaj vardı sevgilimden.

Dağ Ceylanı | Texting | Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin