69

36.9K 2.4K 222
                                    

"Sıkma canını." Dedi Akif yanağımı okşayarak. Ablası ve Demir çoktan arabaya bindiği için rahat rahat konuşabiliyor olsakta ister istemez hareketlerime dikkat etmeye çalışıyordum. Bu yüzden bir adım geriye çekilerek temasımızı bitirmem Akife de garip gelmedi.

"Ben bu Cemre meselesinden çok sıkıldım Akif. Buna bir çare bulmak zorundasın."

"Kaç defa konuşacağız bunu?"

"Bana mı soruyorsun?" Diye direttim şaşkınlıkla. Akif'in kaşları çatıldı.

"Benlik bir durum olsa tamam,"

"Ne yani, Kerim gelip benim eski sevgilimi anlatsa rahatsız olmayacak mısın?"

Demir'in arabanın camına pat pat vurduğunu göz ucuyla görebiliyordum. Sema abla muhtemelen aramızı açmış olmanın mutluluğunu yaşıyordu da çocuğunu durdurmaya tenezzül etmemişti.

"Ne alaka şimdi?"

"Öf be! Bıktım senin eski nişanlından da, bitmek bilmeyen soğuk nevale tavrından da!"

Ani ruh değişimim aramızdaki mesafeyi üç beş kat daha da arttırdı ve ben Akif'in sabır dilercesine iç çektiğine şahit oldum.

"Leyla beni çok yoruyorsunuz." Diye mırıldandı. "Ne yapacağımı şaşırdım."

"Tamam, haklısın. Özür dilerim sinirlendim bir an."

"Özür dileme. Halletmeye çalışacağım. Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Arkasına bile bakmadan aracına doğru yürüdü. Eğer ablası yüzünden sinirim bozulmuş olmasaydı hiç olmazsa yanaktan bir öpücük alabilirdim ama maalesef. Artun ailesine karşı amansız bir nefret peydah olmuştu içime.

Tuhaf olansa bu kadını dövdüğüm için artık pişman hissetmiyor, aksine dayanılmaz bir haz duyuyordum. Keşke sağlı sollu iki tane daha yapıştırsaydım diyen bir tarafım da yok değildi hani. İlk günden görümcesini döven gelin olmanın gururu neşemi yerine getirince bende evime çıktım tekrar.

...

O gece saat epey ilerleyene kadar Akif'im ne aradı ne de mesaj attı. Annemlerle konuştum, arkadaşlarıma olanları anlattım ve hatta okula gidip derse girdim ama sevgilimden en ufak bir yaşam belirtisi alamadım. Ablası yüzünden ona da çıkıştığım için tavır almıştı muhtemelen ki haklıydı. Benim için ailesiyle karşı karşıya gelmeyi bile göze aldığını söyleyen bir adamı buradan vurmak haksızlıktan başka bir şey sayılmazdı çünkü.

En sonunda, yanlış yaptığımı kabul ettiğimde geri adım atmak zor olmadı, ben mesaj yazdım.

Leyla: Akif?

Duygu barındırmayan, önce aramızın nasıl olduğunu ölçmek için yazılmış minik bir kelimeydi bu. Cevabına göre belirleyecektim mesafeyi.

Akif'im: Leyla?

Eyvah! Kendi silahımla vurulmuştum!

Leyla: Naber?

Akif'im: İyi. Senden?

Leyla: İyi.

Ama böyle de bir şey anlaşılmıyordu ki canım. İyi miyiz, kötü müyüz, aşık mıyız, sevişecek miyiz? Bir sürü soru.

Leyla: Hava da bozdu akşam akşam.

Akif'im: Aynen. Yağacak gibi.

Leyla: Yağmur muhtemelen.

Dağ Ceylanı | Texting | Tamamlandı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin