Öyle altıncı hisleri kuvvetli olan insanlardan değildi Leyla. Kalbine bir ağrı girince sebebi ya aman vermez panik atağı ya da nereden geldiğini asla anlamadığı, babaannesinin tabiriyle, yel olurdu. Sahi, ne zamandır arayıp sormamıştı onları. En son görüşmelerinde iyi olduklarını söylemişlerdi ama hayatın nerede ne yapacağını kim bilebilirdi ki?Elini ağrıyan göğsüne bastırırken en uygun anda babaannesi ve dedesini aramayı aklına not edip telefon rehberinden Akif'in numarasını tuşladı. İki gündür olduğu gibi yine aynı kadının sesi karşıladı Leyla'yı biraz sonra.
Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor...
Daha öncede göreve gitmişti Akif. Saatlerce ulaşamadığı olmuş, meraktan kafayı yiyecek hale gelmiş, en sonunda kolunda serumuyla acilde yatarken sevgilisinin sesini duyunca buna alışması gerektiği kanaatine varmıştı. Aynadaki aksini izliyorken beyaz teninin üzerinde bir çift mücevher gibi duran güzel ela gözlerini kırpıştırdı. Alışmak kolay mıydı? Değildi. Ama alışmıştı. Endişeleri azalmamış olsada Akif'in geri döneceğini biliyor olmak hiç yoksa hastanelik olmasının önüne geçer hale gelmişti.
Dün gece sabaha kadar duyduğu sesler olmasa yine aynı sakinliğini koruyacaktıda.
Bu sefer Yasin'in ismini bulup arama tuşuna bastı.
Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor...
Mermi seslerinin zihninde bıraktığı ağrıyı bastırmak adına soğuk suyu açıp elini yüzünü yıkadı tekrar. Kötü bir şey olmayacaktı. Şimdiye dek olmamıştı ya! Kafasında kurarak kendi kendine eziyet edip duruyordu.
Ama...
Buraya geldiği günden bu yana ilçeye yakın bir yerde çatışma sesleri duyduğunu hatırlamıyordu. Üstelik Akif'in yokluğunda...
"Leyla iyi misin?"
Sevgi'nin sesiyle doğruldu ve elini yüzünü kurulayıp lavabodan çıktı.
"İyiyim." Diye mırıldandı. Halsiz hissesiyordu, endişeliydi, yüreği hapsedilmiş bir kuş gibi çırpınıp duruyordu.
"Tuğba'nın da senden bir farkı yok."
"Yasin'e ulaşamıyor mu hala?"
Biraz önce kendisi arayıp cevabını almamış gibi bir umut sormuştu işte.
"Hayır. İzin al hastaneye gitme dedim, dinlemedi. Zaten annesiyle babası iyice huzurunu kaçırdılar kızın."
Sevgi'nin uzattığı sıcak süt dolu kupayı alarak koltuğa bıraktı çelimsiz bedenini. Parmağındaki yüzüğün porselene çarparak çıkardığı hafif tiz ses neredeyse ağlamasına sebep olacaktı.
"Yasin ile dertleri ne?"
"Dul ve çocuklu olması. Birde kültür farkı varmış."
"Kültür farkı derken?"
Konuya karşı yeterince ilgili görünmeyen Sevgi, omuzlarını silkeleyip arkadaşının az ötesindeki koltuğa oturarak saçlarını geriye doğru ittirdiğinde gülümsüyordu. Tuğba'nın ailesi ansızın baskın yapıp geldiği günden beri Leyla'nın evine taşınmıştı.
"Hani onlar okumuş insanlar ya! Yasin'in babası çiftçiymiş rahmetli. Annesi malum, ev hanımı."
"Yani?"
"Aman be Leyla, sende. Kızın annesi ülkenin en tanınan çocuk doktoru, babası desen dededen zengin. Sahildeki villaların yarısı bunların zaten. Yasin'in neyi var? Önceki karısından bir kızı. Başka? Belki köyünde üç beş dönüm arazisi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dağ Ceylanı | Texting | Tamamlandı
Short Story0537******* ; Yanıyorum Akif 0537*******; Söndürelim mi? Başlama Tarihi: Aralık 2021