VUSLAT

27.BÖLÜM: ÖC

SELLLLAAAAAAMM CANIMIN EN İÇLERİ^^

Nasılsınız, iyi misiniz, hayat nasıl gidiyor en önemlisi tatiliniz nasıl geçti?

Sürekli okuyucum olanlara uzun; daha yeni aramıza katılanlar için ise belki yeni ve kısa sürede, yeniden beraberiz.

Lütfen oy vermeyi ve benimle yorumlarda buluşmayı unutmayınız.

İYİ OKUMALAR BAL TANELERİM<3

Bölüm Şarkıları;
Taylor Swift - I Did Something Bad
LDRO, W. Monroe

27.BÖLÜM: ÖC

Öc: Kendisine karşı yapılmış olan kötü bir davranışı ya da söylenmiş olan kötü bir sözü cezalandırmak için içten içe taşınan, aynı biçimde bir kötülükle karşılık verme isteğidir.

Ben bu isteği tam 9 Yıl, net 7 Yıldır içimde taşıyordum. Bunun sonu ya da olay anı nasıl olur diye hiç düşünmedim, çünkü ben bunlardan çok şunu düşündüm: onun öldüğü an içimdeki çocuğun özgür kalacağı ve hiçbir şeyin eskisi gibi olmayıp, daha huzurlu, daha mutlu, daha yaşama isteği ile dolu olacaktım.

Onun öldüğü gün ben gerçekten yeniden, küllerimden sapasağlam doğacaktım. Eski izler vücudumdan silinecek yerine daha huzur veren izler eklenecekti. İçimde kurtarılmayı bekleyen çocuk yaşadığı tüm acılarını unutacak ve özgür bir kuş gibi gülücükleriyle olduğu zamana tutunacaktı.

Ben yeniden doğacaktım.

Yola çıkalı ne kadar oldu bilmiyorum ama Karan'ın içindeki öfkesi şuan araba kullanışından açıktı. Resmen arabayı uçutturarak sürüyordu, bu kar kaplı yolda hiç zorlamadan.

Havaalanına geldiğimiz de uçağın çoktan hazır olduğunu görmek açıkçası pek şaşırtmadı. Sabah bunları konuşurken çoktan ayarlatmıştı tabi.

Karın ağrımı, sayesinde unutmuştum sadece ufak bir ağrı vardı ama çekilmeyecek kadar çok değildi. Dudaklarımı yalayıp uçaktaki bakışlarımı ona çevirdim. Arabayı durdurunca o da güler yüzüyle bana döndü.

"İyi misin güzelim?"

"Evet, ağrım çok yok," dedim.

"Güzel, o zaman aklımdaki güzel fikri burada yapabileceğiz," dedi sırıtarak. Ona, anlamadığımı belirtircesine, soru soran gözlerimle bakarken yanağımdan makas alarak arabadan indi ve benim tarafıma gelip kapımı açtı. Kemerimi çözüp araban indim ve yüzünü hiç bakmadan konuştum:

"Düşündüğün her neyse unut onu." Düşündüğü şeyin ne olduğunu anlamıştım, inat eder gibi bu halimle daha çok istemesi ne trajikomik ama, bundan öncede vardı elbet bu halleri ama şuan daha yoğundu.

"Düşündüğüm şeyin ne olduğunu açıklar mısın bana güzelim?"

"Karaan.." dedim, ona yan gözle bakıp uçağa doğru ilermeye başlarken. Hemen yanıma geldi ve belimden tutup beni kendine çekerken saçlarıma bir öpücük kondurarak,"Hmmm?" diye mırıldandı.

"Olmayacak dedim!"

"Ne olmayacak ama?"

"Hey Allah'ım ya," diye söylenince, Karan uçağın merdivenlerinin önünde bizi durdurdu ve çenemden tutup beni kendine çevirdi. Elini yanağıma atıp sıkarken dudaklarımı öne doğru büzüştürmüştü. Dudaklarıma, ufak ama iç gıdıklayıcı bir öpücük kondurup burnunu burnuma sürttü ve,"Dediğim şey olacak sevgilim, bak şimdi görürsün." deyip kafasını geri çekti. Hızla eğilip, kolunu bacaklarımın arkasından atarak beni kucağına aldı.