Medya* "İzKar, göz karışımı:)"
YENİ YENİDEN SEELLAAAAMMMM:))
Az okunma alsa da yanımda olmak isteyenlere çok teşekkür ederek giriş yapmak istiyorum umarım gün geçtikçe ya da hafta ay.. geçtikçe büyür ve daha çok okunma alırım tek isteğim hayallerimin peşinden koşmak.. sizleri seviyorum iyiki varsınız<3
İYİ OKUMALAR BALLAR<3
Bölüm Şarkıları:
CKay - Love Nwantiti
Zeynep Casalini - DuvarGÖZLERİNİ OKUYAMAMAK
Terk edilmek, sevgili ya da arkadaştan değil! Baban tarafından bir yere çöp gibi atılıp terk edilmek.. Bu duyguyu bu tarz tatmak istemiyordum, terk etmek istiyordum. Onun beni değil benim onu terk etmem gerekti; onun sanki, onun gibi birisinin beni istemesi yeterliymişte beni onaya vermeye dünden razıymış gibi terk etmesi..
Üzülmedim.
Aşağılandım sadece.
Nasıl olsa artık Murat Karahanlı'dan kurtulmuştum; onun öldürmek ister gibi bakışlarından, sevgisiz sözlerinden, varlığımdan rahatsız olduğunu kanıtı gibi -ki zaten öyle- evde sürekli benim üzerimden olur olmadık kavga çıkarması..
Her insanın kırmızı çizgisi vardır. Benim çizgim; annemdi. Annem gitti ben bittim. Annemsiz orda nasıl yaşadım, yaşayabildim inanın bilmiyorum ama o kadar zor yaşadım ki bazen keşke ölsem de kurtulsam diyordum.
İp ya da bıçak.. bu ikisiyle kolaylıkla canıma kıyar ve hayattan silinebilirdim ama annemden sonra babannem, dedem ve halama olan sevgim beni bunu durdurttu. Onlar da olmasa şuan hayatta olmaz ve bu iğrenç şeyleri yaşamak zorunda kalmazdım..
Çok başım ağrıyordu.. sanki kafam da birisi davul çalıyor ve arada davula vurduğu kalın sert çubuğu beynime vurup ritim tutuyordu. Beynim zonkluyordu ve bu acı aşırı rahatsız ediciydi.
Baş ağrımla gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladığım da bir elim hızla başıma gitti. İlk bulanık görmeye başladığım açım netleşmeye başlayınca karşım da beyaz bir tavanla karışılaştım. Aniden kolumda hissettiğim sinek ısırığı gibi bir acıyla kafamı yana çevirdim. Gençten bir hemşire kolumdan serumu çıkarıyordu.
Uyandığımı, göz göze gelince fark etti, tebessüm ederek işini bitirip yanımdan uzaklaşmaya başladığında arkasından bakıyordum fakat yatağımın karşısında ki koltukta, bir bacağını diğer bacağının dizinin üstüne atıp, kollarını iki yana açarak yayılmış şekilde oturan ve asla sert çehresinden ödün vermeyen, KARAN YİĞİT AKBULUT görünce ilk şaşırdım, şaşırdığımı fark edince sert çehresi yumuşayıp ifadesizce bana bakmaya başladı.
Onu uyanır uyanmaz görmeyi beklemiyordum, herşeyi net bir şekilde hatırlıyordum; Deniz'in benim yüzümden adamlar tarafından hırpalanması ve benim babamın beni son gaz buraya getirip Karan'a beni verip; 'al tepe tepe kullan Akbulut!' demesi..
Kaşlarımı hızla çatıp onu iğrenircesine süzdüm.
Simsiyah bir takım elbise giymiş ve kolunda gümüşten bir saat vardı. Gömleğinin ilk üç düğmesi açık ve boynundan gömleğinin içine giren ucu gözükmeyen düz zincir kolye ona havalı ve yakışıklı bir hava katmış olsa da bu ondan nefret ettiğim gerçeğini değiştirmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VUSLAT
RomanceEN OLMADIK BİR ANDA KARŞINA ÇIKIP SANA BİLMEDEN YARDIMI DOKUNAN BİRİSİNE AŞIK OLDUKTAN YILLAR SONRA KAVUŞSANIZ NE OLURDU? VUSLAT Kime ne zaman âşık olacağımızı bilemediğimiz gibi ne zaman kavuşup kavuşamayacağımızada bilemeyiz. Daha küçücük yaşında...