15. Bölüm

7K 219 90
                                    

ON BEŞİNCİ BÖLÜM

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Keyifli okumalarr :)

*******

Altay bana merakla baktığı sırada sanki iki haftadır düşündüğüm her şey aklımdan uçup gitmişti. Ben de akışına bırakmaya karar verdim. "Ben iki haftada çok düşündüm. Hele bugün... Cidden çok düşündüm." Çok iyi gidiyorum, aferin bana! "Yani, nasıl söylesem?" Altay sanki çok normal konuşuyormuşum gibi dikkatle beni dinliyordu. O bana böyle baktıkça benim aklım daha da karışıyordu. "Bakmasana öyle ya!" Dudağının kenarı kıvrıldı. "Nasıl bakmayayım?" Kaşlarımı çattım. "Böyle işte." Kafasını yana eğip aynı şekilde bakmaya devam edince ofladım.

"Ben sana âşık değilim." Aynen, konuya çok iyi yerden girdim. Altay'ın kıvrılan dudağı eski haline dönünce yutkundum. "Ama bence bu olmayacağım anlamına gelmez." Kaşlarını kaldırıp baktı. "Ya bence zaten bir kadının senden etkilenmeme ihtimali yok. Yakışıklısın, kibarsın, eğlencelisin..." Tekrar sırıtmaya başladığında artık kendimi düzgün ifade etmem gerektiğine kanaat getirip derin bir nefes aldım.

"Ben senin sandığın gibi sana karşı hiçbir şey hissetmiyor değilim. Senden etkileniyorum ama bundan daha ilerisi yok. Henüz yok." Elimdeki bardaktan bir yudum aldım. "Ben seni umutlandırıp üzmek istemiyorum ama hiç denemeden kestirip atmak da istemiyorum." Cümlemi bitirdiğim an gözlerinin parladığına yemin edebilirdim. "Beni kendine âşık etsene." Kurmayı beklemediğim cümleyle ben bile şaşırdım.

"Siktir!" Ani tepkisiyle gülmeye başladım. "Bir daha söylesene." İsteğiyle şaşırsam da ikiletmedim. "Beni kendine âşık eder misin?" Öyle bir gülümsedi ki bakışlarımı gülüşünden alamadım. "Bunu yapmayı çok isterim ama küçücük bir sıkıntı var." Merakla ona baktığımda devam etti. "Seni kendime âşık edebiliyor olsaydım dört yıl beklemezdim." Dudaklarımı büzdüm, bakışları dudaklarıma kaydı. Yutkunarak bir iki saniye daha bakıp kendini toparladı.

"Doğru. Bunu düşünmemiştim." Elimi saçlarımın arasından geçirip düşünmeye başladım. "Ben sana âşık olayım o zaman." Güler gibi bir ses çıkardı. "Bu daha saçma oldu." Kafasını onaylar şekilde salladı. "O zaman şöyle yapalım... Akışına bırakalım her şeyi. Birlikte olmayı deneyelim." Gözlerini yumup arkasına yaslandı. Ben de devam ettim. "Ben sana hep abi dedim. Hep abim olarak baktım. Şimdi başka bir gözle bakmak istiyorum. Abimin arkadaşısın diye abim olmak zorunda mısın ya?"

"Dört yıl boyunca aynı şeyi düşündüm. Vardığım sonuç olmak zorunda olduğumdu ama şu an her şeyi baştan sorgulatıyorsun bana." Ben de aynı şeyi yaşıyordum. "Bir gün bu soruyu soracağımı hiç düşünmemiştim ama öyle belirsiz konuşuyorsun ki mecburum galiba." Tek kaşımı kaldırıp ona baktım. "Biz şimdi neyiz?" Kendimi tutamayıp kahkaha attım. Böyle sorunca kulağa komik gelse de aslında çok yerinde bir soruydu. Biz şimdi neydik?

"Hmm... Flört ediyoruz denebilir bence?" Sorar gibi konuştuğumda dudağının kenarı kıvrıldı. "Şu an rüya görüyorsam uyanınca fena söveceğim."

*******

Altay'ın evini basıp sonucunda flört ettiğimize karar verdiğimiz bir konuşma yapmamızın üzerinden tamı tamına bir hafta geçmişti ve yemin ederim, ben ona abi derken daha çok görüşüyorduk. Altay sebebini bilmediğim bir şekilde benimle sadece telefon üzerinden iletişim kuruyordu. Üstelik bu durum yalnızca benimle sınırlı değildi. Abim bile son zamanlarda iş dışında hiç görüşemediklerinden yakınmaya başlamıştı. Telefonumun bildirim sesini duyunca elime alıp baktım. Sedef'ten mesaj gelmişti.

Asrın Hatası (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin