ON ALTINCI BÖLÜM
Selamm, biz geldik. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar :)
(Bu arada 10k olmuşuz, çok duygusalım şu an...)
*******
"Burada ne olduğunu sormak istediğimden pek emin değilim." Birbirimize bakarak geçirdiğimiz birkaç dakikalık sessizlik abimin konuşmasıyla bozulmuştu. "Abi..." Abim Altay'ın üzerindeki bakışlarını çekip bana yönelttiğinde hala yerde oturduğumun farkına vardım. "Abi, Altay hastaymış da... Hastaymış yani abi..." Ne dediğime dair hiçbir fikrim yoktu. Yerden destek alarak ayağa kalktım.
"Altay'ın hasta olduğunun ben de farkındayım, Karaca" Altay'ın ismine vurgu yaparak konuşmasıyla kırdığım potu fark ettim. Konuşmak için ağzımı açtığımda Altay lafımı kesti. "Abi, biz seninle yalnız konuşalım mı iki dakika?" Ağzımdan Altay'ın meşhur şaşkınlık nidası olan 'Ha?' diye bir ses çıktığında ikisi de bana döndü. "Bunu benim söylemem gerekmiyor muydu ya? Niye siz yalnız konuşuyormuşsunuz?" Gayet haklıydım ama sanırım abim öyle düşünmüyordu.
"Abiciğim, sen bize birer kahve yap da salonda içelim. Olur mu?" Bu bir soru cümlesi gibi gözükse de çok net bir emir cümlesiydi. Bu yüzden itiraz etmeden odadan çıktım ve mutfağa girip kahve yapmaya koyuldum. Abi benim abim değil miydi, canım? Saçmalığa bak!
Kahveler hazır olduğunda, abim özellikle salonda içelim diye belirttiği için odaya gitmeye yeltenmedim. Yüksek ihtimalle de kahveleri boşuna yapmıştım çünkü soğuyacaktı. Ne konuştuklarını düşünmemeye çalışıp telefonumu aldım ve gruba mesaj yazdım.
Karaca: Abim, ben ve müstakbel sevgilim... Biz kocaman bir aileyiz
Sedef: Hİİİİİİİ ABİN Mİ?
Ozan: Müstakbel sevgilin mi?
Samet: Sen mi?
Beste: Yok Ayfer Teyze amk
Samet: Bana şaşırılacak bi şey bırakmadılar napim
Saçma sapan bir anın içinde olsam bile güldüm. Samet beni en mutsuz, en gergin olduğum zamanlarda bile güldürmeyi başarabilen değişik bir insandı.
Karaca: Altay'ın evindeydim ve abim geldi şaka gibi
Karaca: Hani filmlerde olur ya tam öpüşücekken zil çalar telefon çalar bi şey olur
Karaca: Abim zili bile çalmadı DİREKT ODAYA DALDI
Karaca: Odada konuşuyolar şu an beni kovdular
Ozan: Nasıl yani Altay hayatta mı hala?
Sedef: TAM ÖPÜŞÜCEKKEN Mİ?
Samet: Oda mı?
*Beste yazıyor...*
Odanın kapısının açılmasıyla telefonu koltuğa bırakıp ayağa kalktım. Abim sehpada duran ve muhtemelen çoktan buz gibi olmuş kahvelere bir bakış attıktan sonra kapıya doğru yürüdü. Ben arkasından şaşkınca bakarken ayakkabılarını giyip bana seslendi. "Hadi, Karaca." Hızlıca yanına ilerleyip ayakkabılarımı giydim. Abim kapıyı açıp bana çıkmam için yol verdi. Kendisi de arkamdan çıkıp asansöre yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asrın Hatası (Askıda)
Romance"Dizlerinin üzerine çök!" Daha önce hiç duymadığım ses tonuyla ürpersem de kıpırdamadan gözlerine bakmaya devam ettim. Yavaş adımlarla yanıma yaklaşıp elini omzuma koydu. Baskısına direnemeyip eğildim. "Görüyor musun?" Neyden bahsettiğini çok iyi bi...