33. Bölüm

4.7K 210 45
                                    

OTUZ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Merhabalar biz geldik! Sınır işinden vazgeçtim, zaten etkileşim açısından hiçbir farkı olmuyor. Açıkçası benim de yazma hevesim kalmadı, aylardır bir kelime bile yazmadım.

Elimdeki stok bölümler tükenmek üzere, yavaş yavaş yazmaya başlayıp olayları toparladıktan sonra final yapacağım. Belki hala takip eden vardır diye finalsiz bırakmak istemedim, zaten benim de içime sinmezdi 🥺

Keyifli okumalar dilerimmm 💜

*******

0543...: Karaca
0543...: Engellemeden önce bi kere dinle lütfen

Duştan çıkıp telefonu alır almaz günlerdir aynı şey yaşandığı için çoktan alıştığım mesaj bildirimleriyle karşılaştım. 26 mesajdan sadece ilk ikisine göz gezdirdikten sonra, devamını okumaya gerek görmeden tek cümlelik bir cevap gönderdim.

Karaca: Eğer bir kere daha rahatsız edersen benimle değil abimle muhatap olursun

Fatih, Cihangir Abimden ciddi manada korkuyordu. Mesajım iletildiği an mavi tik olunca şaşırmadan edemedim. İşi gücü yok muydu bunun? Üstteki yazıyor işaretini görünce hızlıca engelle butonuna basıp telefonu kenara bıraktım.

Bu olaylar yaklaşık bir hafta önce başlamıştı. Fatih normalde de ısrarcı ve yüzsüz biri olsa da beni ilk defa bu kadar çok rahatsız ediyordu. Kendi numarası çoktandır engelli olduğu için ilk başta ortak bir arkadaşımız aracılığıyla bana ulaşmaya çalışmış, onun hakkında konuşmayı kesinkes reddettiğimde yabancı bir numaradan mesaj almıştım. Fatih olduğunu anladığımda engellemiştim fakat aynı işlemi şu an üçüncü kez gerçekleştirmek mecburiyetinde kalıyordum.

Dışarıda iki kez karşılaşmıştık ve hiçbirinin tesadüf olmadığına yüzde yüz emindim. İlkinde yanımda Ozan vardı ve etrafımızdaki insanlar olası bir kavgayı zar zor önlemişti. Fatih bana çok önemli bir şey söyleyeceğini, yalnız konuşmak istediğini geveleyip duruyordu. Benim açımdan onun söyleyeceği hiçbir şeyin zerre önemi olmadığı için kabul etmemiştim ve etmeyecektim de. Saygı duymadığım insanlarla konuşmak için vaktimi harcayamazdım.

İkinci karşılaşmamızda kızların yanından, kafeden dönüyordum ve kısa mesafe olduğu için araba yerine toplu taşıma tercih etmiştim. Otobüs durağında aniden yanımda belirip konuşma isteğini yinelemiş, ben uzaklaşmaya çalışınca da kolumdan tutarak beni durdurmak istemişti.

Fatih her ne kadar gözümde şerefsizin önde gideni olsa da bana fiziksel bir zarar vermeyeceğini biliyordum ama bu bana istediği gibi dokunabileceği anlamına gelmiyordu. Yaptığı bu hareket bende kayışları koparınca sakin halimi terk edip bağırmaya başlamıştım. Çevredeki esnaf öfkeli halimi görünce yanımıza gelip olaya müdahale etmişti ve Fatih yine dayak yemekten kılpayı kurtulup uzaklaşmıştı.

Son yüz yüze gelişimizin üzerinden de üç dört gün geçmişti, o zamandan beri de yeni hat alıp alıp mesaj atıyordu. Mesajlarının içeriği de, derdi de barışmamızdı. Ayrıldığımızdan beri onu dinlemeyi sürekli reddettiğim için Fatih'e ara sıra böyle güncellemeler geliyordu ama ilk defa bu kadar abartmıştı. Bir şekilde hayatımda birinin olduğunu öğrendiğini, bu ani delirmesinin sebebinin de bu olduğunu düşünüyordum.

Aslında bu olayı çözmenin birçok yolu vardı. Yanında dikilip ne konuşacaksa konuşmasını beklemek zor bir şey değildi, bunca tantanayı çekmek yerine onu dinleyebilirdim ama istemiyordum. İstemediğim bir şeyi bana yaptırmaya çalışması ise tacize giriyordu.

Asrın Hatası (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin