23. Bölüm

5.8K 190 48
                                    

YİRMİ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Kısa bir geçiş bölümü oldu. Keyifli okumalarr :)

*******

Altay'la şok içinde birbirimize baktığımız birkaç saniyenin ardından abim tekrar konuştu. "Ne oluyor diyorum amına koyayım. Cevap versene!" Abim sinirlendiği zamanlarda çok küfür ederdi ama şu an sinirli olduğunu anlamam için küfür etmesine bile gerek yoktu. Karanlığa rağmen alnında atan damarı seçebiliyordum. "Abi..." Kafasını iki yana salladı. "Sen karışma!" Bence karışması gereken yegâne insan bendim ama sesimi çıkarmadım. "Konuşsana!" Bakışları direkt olarak Altay'ın üzerindeydi.

"Ben Karaca'ya aşığım." Abimin yüzündeki öfkenin yerini önce şaşkınlığa sonra büyük bir hayal kırıklığına bırakışına anbean şahit oldum. "Ne diyorsun oğlum sen?" Az öncekinin aksine ses tonu gayet yumuşaktı. "Dalga geçme benimle. Düzgünce konuş." Bakışları sanki şaka yaptığını söylemesini ister gibi Altay'ın üzerinde gezindi. "Ne diyorsam o Cihangir. Karaca'ya aşığım." Abim yutkundu. Güler gibi bir sesle konuştu. "Siktir oradan!" Hala inanmak istemiyor, içinde bulunduğu durumu yediremiyordu. Altay durmadı, devam etti. "Seviyorum, Cihangir. Hem de yıllardır... Köpek gibi seviyorum."

"Ne demek seviyorum lan?" Hala normal ses tonuyla konuşuyordu. "Ben seni evime aldım. Kardeşim dedim..." Gözlerini yumup birkaç saniye bekledi. "Ne demek aşığım?" Kafasını iki yana salladı. "Kardeşin o senin. Benim kardeşim, senin de kardeşin." Büyük bir ısrarla itiraz etmeye devam ediyordu. "Cihangir, yemin ederim denedim. Aynı şeyleri ben de kendime söyledim ama söz geçiremedim kalbime. Ben-" Sözleri abimin bağırışıyla kesildi. "Ne kalbi lan? Kalbini siktirtme bana!" Öne atılıp Altay'ın suratına yumruk attığında ağzımdan istemsiz bir çığlık çıktı.

"Ben yanlış bir şey yapmadım. Sevmek suç de-" Abim yüzüne bir yumruk daha indirdiğinde geriye yalpaladı. "Suç lan, suç!" Tekrar yumruk attığında Altay'ın dudağından sızan kanı görünce dayanamadım. "Abi lütfen, bir dinlesen-" Sesimi duymasıyla aniden bana döndü. "Sen dinlemişsin dinleyeceğini, belli. Ben niye dinleyeyim?" Benimle konuşurken sesinin tonunu yumuşatmıştı. "Benim kardeşim senin ne ara hayatın oldu Karaca?" Gözlerimden yaşlar akmaya başladığında görmek istemez gibi kafasını çevirdi.

"Bir suç görüyorsan eğer, bendedir. Onu karıştırma." Altay dudağındaki kanı koluyla silip konuştu. Abim sinirle gülmeye başladı. "Benim kardeşimi benden mi koruyorsun? Kimsin sen?" Abimin kurduğu cümle Altay'a dokunmuş olacak ki hiç söylememesi gereken bir şey söyledi. "Kendi ağzınla söyledin ya, hayatıymışım." Sonrasında gelecek yumruğu tahmin ettiğim için gözlerimi kapattım. "Ulan!" Abim mahalleyi inletecek bir sesle bağırdıktan sonra yumruklarını ardı ardına indirmeye başladı. Altay asla karşılık vermiyordu.

"Ne oluyor burada?" Babamın sesiyle kafamı eve doğru çevirdim. Yanındaki İbrahim Abim koşarak yanımıza gelip abimi Altay'ın üstünden çekti. "Sakin ol oğlum. Bi' dur!" İbrahim Abim, zorlukla zapt ettiği abimin önüne geçerek konuştu. Cem bize doğru yaklaşırken babam sorusunu yineledi. İbrahim Abim babama döndü. "Baba tamam, sıkıntı yok. Sen içeriye geç istersen, geliyoruz biz de." Babam anlamak ister gibi bir süre daha beklese de annemin de seslenmesiyle içeriye girip kapıyı kapattı.

Cem'le göz göze geldiğimde beni sakinleştirmek ister gibi gülümsedi. Kafamı Altay'a çevirdiğimde bana baktığını gördüm. "İyi misin?" Ben cevap veremeden abim tekrar Altay'ın üstüne atlamaya çalıştı. "Sana ne lan? İster iyi olur, ister kötü olur. Sana ne!" İbrahim Abim, abimi tekrar durdururken gözyaşlarımın şiddetlendiğini hissettim. Cem yanıma gelip elini koluma koydu. "Sakin ol..." Bana doğru fısıldadıktan sonra abime döndü. "Abi, tamam. Karaca gerçekten iyi değil633333333. Titriyor."

Asrın Hatası (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin