31. Bölüm

5.3K 214 86
                                    

OTUZ BİRİNCİ BÖLÜM

Merhabaaaa! Asla içime sinmeyen bir bölüm ile birlikte geldim. Sürekli düzenlemeye çalıştım ama olmadı bilmiyorum... Ben de baktım kaçış yok, erkenden yayınlayayım dedim.

Hepinize keyifli okumalar dilerimm❤️

*******

Yeni bölüm için sınır;

Oy: 107 (niye 7 bilmiyorum)
Yorum: 40-70 arası

*******

"İlla beni ortadan ikiye çatlatacaksın değil mi? Ne var bir kere de ben sormadan anlatsan?" Annem Cihangir Abimin bu odaya dalma huyunu kimden aldığını gösterir şekilde kapıyı hızla açıp odama girdi. "Biz Altay'la sizden gizli nikah kıyıp evlendik, iki hafta sonra da Londra'ya kaçıyoruz." Annemin gözleri olabildiğince büyürken 'hiii' diye bir nida salıverdi.

Anlık şoka girip inanacak gibi olsa da dalga geçtiğimi kavrayınca ayağındaki terliği çıkarıp büyük bir çeviklikle kafama doğru fırlattı. Fakat ben bunun olacağını bildiğim için hazırlıklıydım, yastığımı kendime siper ederek kurtulmayı başardım. O; yılların tecrübesiyle tam isabet terlik fırlatabiliyorsa, benim de o terliklerden sıyrılma konusunda ondan aşağı kalır yanım yoktu.

"Anneyle dalga geçilmez. Ah, bizim zamanımızda böyle miydi? Biz annemizin babamızın karşısında bacak bacak üstüne bile atamazdık. Saygıda kusur edeceğiz diye ödümüz-" Annem günlük eskiden şöyleydi, böyleydi temalı konuşmasını yapmaya başlayınca oflayarak yorganı yüzüme çektim.

"Bak bir de ofluyor!" Yorganı yüzümden çekip yatağın kenarına oturdu. "Anlat bakayım. Ne işsiniz siz?" Artık kaçışımın olmadığını anladığımda toparlanıp konuşmaya başladım. "Birbirimizi seviyoruz, birlikteyiz. Bunu sen de anladın zaten. Ne söyleyeyim daha?"

"Kız onu ben de biliyorum. Ne zaman istemeye geliyorlar onu de bana sen." İşte tam olarak bu yüzden annemle konuşmaktan kaçıyordum. Konuyu direkt olarak evliliğe bağlayacağı aşikardı. Gerçi Altay'la evlenme hayali gün geçtikçe içimde daha fazla yer etmeye başlamıştı ama daha erkendi.

"Ha sen olmaz o senin abin falan demeyeceksin yani?" Sorusuna cevap vermek yerine konuyu değiştirmeyi seçtim. "Ayol ne karşı çıkacağım? Tamam şaşırdım ettim ama benim canıma minnet. Altay oğlumdan iyisini mi bulacaksın?" Bunu söyleyeceğini ise zaten biliyordum. Annem elinden gelse Altay'ı evlat edinebilirdi, o derece seviyordu.

"Babam ne der sence?" Cihangir Abimden sonra en çok çekindiğim kişi babamdı. Gerçi şu ana kadarki hayatımda bu tarz konularda beni zora sokan tek kişi abim olmuştu ama bu babamın hemen onaylayacağı anlamına gelmiyordu. Abimden ona hiç fırsat kalmadığı için tepkisini pek kestiremiyordum.

"Anneciğim sen ne zaman benim babandan bir şey sakladığımı gördün. Torunumuza takacağımız altına kadar her şeyi konuştuk biz. Ohoo..." Duymayı asla beklemediğim şeylerle gözlerim irileşti. "Yuh anne!" Annem bacağımı cimcikleyip ayaklandı. Kapıya doğru ilerlerken ona yuh dememle ilgili söylenmeye devam ediyordu. Odadan çıkmadan önce son bir kez bana baktı. "Baban Altay'ı akşam yemeğe çağırıyor." Tepki vermeme fırsat vermeden kapıyı kapatıp çıktı.

Bir süre endişe dolu düşüncelerimin arasında kaybolsam da sonrasında akışına bırakmaya karar verdim. İlişkimizde neyi ağırdan alabilmiştik de bunu alacaktık? Pardon, düzeltiyorum, sevişmek dışında neyi ağırdan almıştık? Sahi biz ne zaman sevişirdik tahminen?

Asrın Hatası (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin