Ağrıyan belimi zorlukla doğrulttum. Sabah namazı ile birlikte kalkmış ve o saatten beri temizlik yapıyorduk. Sebep? Benim öğleden önce dersim olduğundan annem tek başına yetiştiremezmiş. Peki ben bu yorgunlukla nasıl okula gidicem? Aslında normalde Emre abime götürmesini söylerdim ama babam bana yaptığı şey için 2 hafta elinden almıştı arabasını. Beni bırakmak için dahi olsa araba kullanma fırsatı veremezdim ona. O hâlde arabayı alıp kendim gidebilirim! Nasıl bir pırıltı bu ya? Mükemmelim valla. Dersime geç kalmamak adına hızlıca saçlarımı kuruttum ve dolabın karşısına geçtim.
Güzel olduğuma karar verip hızlıca çantamı alarak aşağıya indim. Şansıma babam henüz evden çıkmamıştı.
- Baba arabanın anahtarını verir misin?
- Abinden henüz almadım kızım. İşe gitmeden al ondan.
- Tamamdııır.Tam arkamı dönmüş salondan çıkacaktım ki babam seslendi.
- Efendim baba.
- Kızım dikkatli ol olur mu?
- Tamam baba. Sürekli haberdar ederim seni merak etme.Yanağından öpüp salondan çıktım. Abim de portmantodan kabanını almış giymekteydi.
- Arabanın anahtarı lütfen.
- Niye sana veriyorum?
- Çünkü okula gidicem.
- Oldu başka?
- Ya abi ver şunu derse geç kalıcam. Ayrıca zaten senin araba yasağın var şuan.
- Aman iyi al. Güzel bak arabama.
- He tamam. Oldu o zaman ben kaçtııım.Evdekilere seslenip evden çıktım. Merdivenleri hiç sevmesem de asansöre tek başıma binmekten korktuğum için mecbur merdivenleri kullanmıştım. Apartmandan çıkıp arabaya bindim. Vay bee. Özlemişim araba kullanmayı. Bayadır kullanmıyordum. Arabayı çalıştırıp yola koyuldum. İki dersim vardı bugün. Onlara girip direk eve geçecektim. Zira bugün altın günü bizdeydi ve eve gitmezsem annem beni öldürebilir.
~~~~~
Derslerim bitmiş ve eve gelmiştim. Daha doğrusu arabayı park etmiş ve inmekteydim. Arabayı kilitlediğimden emin olup apartmana girdim. Sakince merdivenleri çıkıp kapıyı çaldım. Kapıyı Selin açmıştı.
- Hoşgeldin şikerim.
- Hoşbulduk şikerim.Kabanımı portmantoya asıp salona geçtim. Eman Yarabbi! Bu nasıl bir kadın cümbüşüdür? Salona girmemle bütün gözler bana dönmüştü zaten.
- Hoşgeldin kız Eylül.
- Hoşbulduk Ayfer ablacım. Sizler de hoşgeldiniz.
- Ay Eylüll. Zayıfladın mı sen?
- Bilmem zayıflamış mıyım Zeliha teyze?
- Zayıflamışsın zayıflamışsın.
- Eylül kız gel iki dedikodu yapalım. Bunlar senin gibi yapamıyor.Ayfer ablaya gülüp yanına oturdum. Herkes merakla dedikodularımı bekliyordu.
- Eee anlat hadi.
- Ne anlatsam ki bilemedim.
- Nazlanma kız dökül.
- Aman siz de alın havamı hemen. Tamam anlatıyorum. Geçenlerde bizim karşı apartmana bir çocuk taşınmıştı ya.Hep bir ağızdan eeee demişlerdi. Buna gülüp devam ettim.
- İşte o meğer evliymiş ama karısıyla ayrı yaşıyorlarmış. Yani daha doğrusu karısını sevmediği için kalkıp buraya taşınmış.
- Deme kızz.
- Dedim valla Nermin teyze.
- Ayol sen bunları nerden öğreniyorsun?
- Ama bak olmuyo böyle hanımlar. Kaynaklarımı sizinle paylaşamam.
- Aman ne var söylesen sanki?
- Yok anam bana bile söylemiyor. Ben de evlat diyorum işte buna.
- Aşk olsun anne.
- Aç koynunu kuş konsun Eylül.
- O ne be öyle? Neyse hanımlar ben çok açım ve mutfağa gidip bir şeyler yemem lazım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Gülümse Ben Severim ( Bir Mahalle Hikayesi )
ChickLit( Wattpad'de bu isimle yayımlanan ilk kitaptır. ) Seviyordu usulca, kimseye belli etmeden. Alışmıştı artık onun kendisinden hep bir adım uzakta olmasına. Hayat bu, geçiyordu nasılsa. Belki unuturdu kalbi zamanla. Belki de her şey bitti derken kader...