4 AY SONRA
Zaman hızla akmaktaydı. Yaz tatili geçmiş ve hepimiz yine hayatın koşturmasına dalmıştık. Bu süreçte Cem hapishanede intihar etmişti. İlk başta tüm yaşadıklarım gözümün önünden geçmişti. Bir hiç uğruna kaybettiklerim geldi aklıma. Sonrasında ise önümde beni bekleyen hayatıma geri dönmüştüm. Üniversitenin son senesine başlamıştık. Çok yoğun geçiyordu. Daha ilk aydan canım çıkmıştı. Yağız ile hiçbir sorunumuz yoktu. Olmasındı da zaten. İrem yengem hamileliğinin son ayına girmişti. Her an doğum yapabilirdi. Efe 12. sınıf olmuştu. Yoğun bir sınav temposundaydı. Emre abime ise kız istemeye gidiyorduk bu akşam. Sonunda Büşra ablaya evlilik teklifi etmişti. Kızlara gelecek olursak da Selin sevgilisi ile gayet mutluydu. Hatta okul bitince evlilik yoluna girmeyi düşünüyorlardı. Selim ve Merve'nin de nişanı olmuştu. Asıl beklediğiniz habere geliyorum dksksks. Evet sonunda Aslı ve Ozan da sevgili olmuşlardı. İkisini de bizim eve çağırmıştım. Her ne olduysa birden ikisi kavga etmeye başlamış ve aşık olduklarını ağızlarından kaçırmışlardı. Şimdi ise çok güzel bir ilişkileri vardı. İnşallah onlar da hep mutlu olurlardı.
- Eylüüüüül! Çıkartma beni yukarıya!Evet annem yine bildiğiniz gibi. Kayınvalide olması sebebi ile fazla telaşlıydı bugün. Sabahtan beri ne olduğunu bilmediğim hazırlıklar yapıyordu. Ve tabi şimdi de benim hazırlanmamı bekliyordu. Son bir kez aynaya bakarak üzerimi kontrol ettim ve ardından odadan çıktım.
- Şükür!
- Tamam Sinem. Geldi işte kız.
- Kızını savunma bana Mehmet! Saatlerdir hanımefendiyi bekliyoruz.
- Geldim anne geldim. Görümceyim ben kolay mı ya?
- Eylül sen beni istemeye geldiğinizde de mi böyleydin?
- Tabiki yengecim. Görümcelik önemli bir müessese sonuçta.
- Hele bir geç kalalım ben göstericem sana müesseseyi!
- Yav tamaaam. En çok sen kaynanasın anam kadın.
- Ay valla bayılıcam artık!
- Şurası müsait annecim.Annem ayağındaki topukluyu çıkarmaya yeltenirken kendimi evden dışarıya attım. Aynı hızla merdivenleri de inerek apartmandan çıktım. Amcamlar kapıda bekliyorlardı.
- Bizimki önden koşarak çıktığına göre yine bir bok yemiş.
- Daha çok boku sen yemiş gibisin Selim. Tipe bak bok suratlı.
- Hah! Ben de diyorum bu çocuğun suratı neye benziyor. Helal olsun sana cadı.
- Eyvallah Kerem abi.
- Bunu duyan Merve: Yaa bok suratlı demeyin nişanlımaaa!Selin'in Merve'nin taklidini yapmasıyla kopmuştuk. Harbi öyleydi ama. Asla Selim'e laf söyletmiyordu. Misal ben Yağız'ı yerden yere de vuruyorum. Hep övmek olmaz canım. Nazar değer sonra. Yoruyorsun Eylül. Bir boku da uzatma. Anladık en best çift sizsiniz. Yağız'ın iç sesini sana ayarlamadım diye hep bu tavırlar dime? Banane kızım benimkini sen mi ayarladın sanki. Kendi işini kendin hallet valla. İnsanlık ölmüş ölmüş...
Annemlerin de inmesi ile birlikte arabalara yerleşmiştik.
- Eylül sakın bir bokluk yapmıyorsun.
- Hiç huyum değildir zaten abicim merak etme.
- Abi şuna bir şey söyle kesin bir şey yapıcak ya!
- Oldu paşam başka? Sen değil misin bu kızın istemesinde mala bağlayan?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Gülümse Ben Severim ( Bir Mahalle Hikayesi )
ChickLit( Wattpad'de bu isimle yayımlanan ilk kitaptır. ) Seviyordu usulca, kimseye belli etmeden. Alışmıştı artık onun kendisinden hep bir adım uzakta olmasına. Hayat bu, geçiyordu nasılsa. Belki unuturdu kalbi zamanla. Belki de her şey bitti derken kader...