Bugün final bölümünü yazdım. Beklemiyor olabilirsiniz fakat ben de beklemiyordum. Yazarken bir baktım ki aslında finali yazıyorum. Tadında bırakmak istedim. Şu ana kadar okuyan tüm okurlarıma teşekkürler ❤️. Uzatmadan sizleri final bölümüyle baş başa bırakıyorum. Sonda bir veda yazım olacak zaten. Keyifli okumalar...
Dün akşam konuştuğumuz gibi bugün annemlere kahvaltıya gelmiştik. Bizim geldiğimizi duyan amcamlar da annemlere geçmişlerdi. Emir abimlere de haber vermiştik. Geri kalmayıp Selimler de geleceklerdi. Şimdi ise Selimler ve Emir abimler gelene kadar mutfakta hazırlıkları tamamlıyorduk. Yağız her ne kadar bana kaş göz işaretiyle iş yapma dese de alt tarafı kahvaltı hazırlığıydı neticede. - Hayırdır kızım? Nerden çıktı böyle kahvaltı? - Yağız istedi annecim. - Düşünse düşünse Yağız oğlum düşünür zaten bizi. Kocayı buldun, unuttun aileni.
- Yok artık ya!Omuz silkip salatalığı doğramaya devam etti. Çalan zille mutfaktan çıktım. Kapıyı açtığımda annesinin kucağında minik Ravza'm gülümsüyordu. Otomatik olarak ben de gülümseye başlamıştım. Yengemin kucağından alarak salona geçtim. Beni gören Yağız, Ravza'yı kucağımdan alarak sevmeye başladı. Anlaşıldı baya çekeceğim vardı benim.
- Halaaa.Burak koşarak yanıma geldiğinde eğilip yanaklarını öptüm.
- Naber yakışıklım?
- Seni göydüm çok iyi oldum.
- Bak sen.Gülüp tekrar öptüm yanağını. Isırma fikri çık aklımdan. Burak'tan sonra abimle uzun uzun sarıldım.
- Meleğim... Bir güzelleşmişsin sen sanki. Yüzüne renk gelmiş. Belli mutlu ediyor seni.
- Mutluyum çok şükür abicim.Yengemle de sarıldım. Selimler de gelmişlerdi. Tüm hazırlıklar bitince sofraya kurulduk. Mutfaktaki masayı da salona getirmiş, iki masayı birleştirmiştik. Bol sohbet ve neşe içinde kahvaltımızı etmiştik. Kahvaltı sonrası siz kurdunuz, biz de toplayalım diyerek bu sefer Merve ve İrem yengem işe koyulmuştu. Fırsattan istifade eski odama çıktım. Emre abim odana yerleşiyorum diye fotoğraf atmış olsa her şey yerli yerindeydi. Yatağıma oturdum usulca. Gözümün önüne bir bir geldi anılarım.
Yatağımın yanına oturmuş ve elimi tutmuştu.
- Annem.
- Efendim anne.
- Senin halin bir başka.
- Hayır annecim. Gayet iyiyim.
- Güzel kızım benim görmüyor muyum zannediyorsun halini?
- Bir şeyim yok ki anne.
- O yüzden mi Yağız geldiği gün kendini odaya kapattın?
- Y-yok anne. Migrenim tutmuştu.
- Eylüll.Daha fazla dayanamamış ve gözyaşlarım akmaya başlamıştı. Annem hemen almıştı kolları arasına.
- Ah be kızım. Ah benim güzelim.
- Özür dilerim anne.
- Niye özür diliyorsun ki annecim. Kalbinin sevdiğini sen seçemezsin.
- O beni kardeşi gibi görürken benim onu sevmemden çok utanıyorum anne.
- Seni kardeşi olarak gördüğünü mü düşünüyorsun?
- Ne demek istiyorsun anne?
- Hiç annecim. Utanma. Sen utanılacak bir şey yapmadın. Ben her zaman senin arkandayım kızım.
- Teşekkür ederim anne.Yağız'a olan aşkımı bu yatakta ağlayarak anlatmıştım anneme. Tabii sonrasında hayatımın bittiğini zannettiğim olayı da yine bu yatakta ağlaya ağlaya anlatmıştım.
Kelimeler gelmiyordu dilime. Nasıl söyleyecektim? Ama artık birine anlatmazsam da kafayı yiyecektim.
- Söyle annem.
- A-anne en çok istediğim ş-şey gitti. Hayallerimi a-aldı benden o. Benim hayallerim yok oldu. Bunu Yağız'a da y-yapamam.
- Ne hayali kızım?
- Anne a-anne olmak nasıl bir şey?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Gülümse Ben Severim ( Bir Mahalle Hikayesi )
Chick-Lit( Wattpad'de bu isimle yayımlanan ilk kitaptır. ) Seviyordu usulca, kimseye belli etmeden. Alışmıştı artık onun kendisinden hep bir adım uzakta olmasına. Hayat bu, geçiyordu nasılsa. Belki unuturdu kalbi zamanla. Belki de her şey bitti derken kader...