Herkese selaaaam. Bu bölümü büyük bir mutlulukla yazıyorum. Çünkü önceki bölüme bir okuyucumdan yorum geldi. Kendisine tekrardan çok teşekkür ederim.
Yanağımdaki diş hissiyatıyla gözlerimi açtım. Noluyo lan?! He sakin ya bizim terliksi hayvanmış sadece. Yani abim.
- Abi milyon tane uyandırma yöntemi varken neden hani gerçekten neden ısırmak?
- Sana da günaydın fıstığım. Kahvaltı hazır hadi gel.Sabır çekerek yataktan kalktım. Abim de bu sırada odadan çıkmıştı. Üstümü kahvaltıdan sonra değiştirmeye karar vererek yüzümü yıkayıp aşağıya indim. Enam bu koku? Yoksaaa... Mutfağa dalmamla masadaki kreplerle aşk yaşamam bir oldu. Gözlerimden kalp çıktığına yemin edebilirim fakat kanıtlayamam.
- Güüüüüüüüünaaaaaaaaydııııııın pek sevgili ailem.
- Sana da günaydın güzel kızım.
- Günaydın annesinin kuzusu.
- Günaydın abla.Yerime geçip hızla kahvaltıya başladım.
- Anam kadın var ya sen mükemmel bir şeysin. Valla bak.
- Abartma Eylül.
- Tövbe tövbe. Eman Yarabbi. Abartmak nedir ki?
- Kızım sabah sabah bi sus ya.
- Abi saç diplerindeki sızı geçti herhalde.
- Ne alaka?
- Saçlarını çekmem için bu uğraşının başka bir açıklaması olamaz diye düşünüyorum.
- Abla her gün abimle uğraşmaktan bıkmıyor musun?
- Niye koçum? Sen beni delirtmekten bıkıyor musun?
- Eylül Dinçer vurdu gol olduuu! Yürü be babasının güzeli.Abimle Efe bana nefret dolu bakışlarını göndermeye başlamışlardı bile. Ne diyoruz? Çok da vifi. Kahvaltımızı yaptıktan sonra babama kahve yapmıştım.
- Buyur babacım.
- Ellerine sağlık kızım.
- Afiyet olsun.Kahvesini içerken bir yandan da elimden kahve içmeyi ne kadar özlediğini söylüyordu. Babişkom yaa yicem seni.
- Abla bugün okula birlikte gidelim mi?
- Hayırdır Efe?
- Hiiç özledim sadece.
- Lan alt tarafı yaklaşık bir ay ipli ay yani dikişliydim. Yalnız her türlü bu cümle terzi terimleriyle bitiyor. Her neyse ne kadar da seviyorsunuz beni böyle. Şımarıyorum hee.
- Aman kaldırmayın şunun gö- yani poposunu.Biz Efe'yle kahkaha atıyorduk. Mal! Poposunu ne ya? Tabi anam sağolsun öyle bir bakış atıyordu ki x ışınları mübarek. Emir abim kesinlikle anneme çekmişti.
- O hâlde ben hazırlanıyorum. Sonra da önce seni bırakır ordan da okula geçerim.
- Tamam abla. Ben hazırım, aşağıda bekliyorum seni.Yukarıya çıkıp giyeceklerimi seçtim. Seçtiğim kombini bayılarak giydim. Yeşil aşığı bir insandım. Bu kabanım da Emir abimin hediyesiydi.
Ayakkabılarımı giyerek evden çıktım. Merdivenlerden inip apartmanın kapısından da çıktım. Efe'yi göremeyince bahçeden çıktım. İleride Mertlerle konuşuyordu. Yavuz abiler ve Yekta abiler de vardı. Ve tabiki olmazsa olmazımız Yağız! Bildiklerini bilirken nasıl bakacaktım acaba yüzlerine. El mecbur yanlarına gittim.
- Günaydın.Herkesten günaydın nidaları yükselmişti. Aras yine dibimde bitmişti.
- Günaydın Eylül'cüm.Artık rahat hareket edebildiğim için kucağıma aldım. Yanağına minik bir öpücük kondurdum.
- Naber küçük bey?
- Seni göydüm daha iyi oldum Eylül'cüm. Çok güşel olmuşsun.
- Teşekkür ederim canım. Sen de oldukça yakışıklı görünüyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Gülümse Ben Severim ( Bir Mahalle Hikayesi )
Chick-Lit( Wattpad'de bu isimle yayımlanan ilk kitaptır. ) Seviyordu usulca, kimseye belli etmeden. Alışmıştı artık onun kendisinden hep bir adım uzakta olmasına. Hayat bu, geçiyordu nasılsa. Belki unuturdu kalbi zamanla. Belki de her şey bitti derken kader...