- Kızım bu gözlerinin hali ne?
- Sabahın bilmem kaçında uyuyup bir de dokuzda kalkarsa gayet normal bence babacım.
- Napiyim uyandım işte abi.
- Senin gibi manyak görmedim ben.
- Aynaya bakman yeterli oysa ki abicim.
- Başlamayın yine çocuklar.
- Kızına söyle baba.
- Oğluna söyle baba.
- İkinize de bir şey söylemiyorum ben artık.Babamın kalkıp salondan çıkmasıyla abimin üzerine atladım.
- Senin yüzünden babam trip atıyo ibik.
- Lan bıraksana saçımı! Ayrıca tek laf atan ben değildim cadı!
- SENSİN CADI!Tam ikimizin ortasına isabet eden terlikle boğuşmayı bırakarak insanca yerlerimize oturduk. Canım anam çok sever evlatlarını.
- Eylül hemen kalkıp hazırlanmaya başlıyorsun. Emre sen de takımını ütüle. Efe nerde?
- Küçük adamımı hiç görmedim valla.
- Allah'ım bu çocuklar bir gün beni öldürecek!Büyük patlamanın geldiğini hissederek abimle hemen çıktık salondan.
- Nerden çıktı bu nişan ya.
- Aynen. Valla hiç gidesim yok. Abii.
- Ne.
- Uyusak mı?
- Annem de öyle diyodu Eylül.
- Ya bir şey olmaz. Alarm kurarız.Biraz düşünüp mantıklı olduğuna karar vererek odama girdi. Yatağıma girdiği gibi ben de yanına yattım. Yarım saat sonrasına alarm kurarak uykuya daldım.
~~~~~
- EYLÜL! EMRE!
Anam kadın rüyamda bile rahat vermeyerek çemkirmekle meşguldü. Fakat atılan cimcik bunun rüya olmadığının kanıtıydı. Cafeeer nerdesin çocom? Sana bir işimiz düştü. Ne kadar bez varsa topla gel. Gözlerimi açıp cellatıma pardon yani anneme baktım.
- Canım annem nasılsın?
- Eylül delirtme beni! Hemen hazırlanıp aşağıda oluyorsunuz!
- Sen yeter ki iste annecim.Annem sabır çekerek odadan çıktı.
- Abii.
- Hı.
- Kalk. Annemin baskınına uğradık.
- Hıhıı.
- Ya abiii.
- Ne var lan!
- Ayı ayı konuşma çarparım ağzına. Annem ağzımıza sıçmadan kalk ve hazırlan.
- Alarm kurduk ya mal kardeşim.
- Şeyyy.
- Ney Eylül?!
- Ben alarmın saatini ayarlamışım ama açmayı unutmuşum sanırım.
- Gerizekalı!
- Sensin o!
- Annemin tüm laflarını sen çekeceksin.
- Oldu canım başka?!
- Lan ben miyim alarmı kurmayan?!
- Sen var ya tam bir satıcısın.Yataktan kalkıp kapıya yönelirken son konuşmasını da yapmış oldu.
- Kavalyen siyah giyecek haberin olsun.
- Bok giy abi. BANANEEE!Kahkaha atarak odamdan çıktı. Ben de oflayarak banyoya gidip yüzümü yıkadım. En fazla kırk dakika uyumuşuzdur ama kendime gelmiş gibiyim. Yani en azından ilk halimden iyidir. Bu arada bugün bizim mahalleden Ayşe teyzenin kızı nişanlanıyor. Annemin bu telaşı da onun için. Sanki nişanı o yapıyo. Hayır yani kızı da hiç sevmem. İşte anamın zoruyla her yere gidiyorum. Dolabımı açıp ne giysem diye bakarken annem odaya girdi.
- Anne kapı çalmak denen bir şey var.
- Başlatma kapına şimdi Eylül. Koş aşağıya in. Abinler geliyormuş, yardım et onlara.
- Yine bir dünya eşya ile geldiler dime anne?
- Yengen hamile kızım. İniver işte.
- Aman be iniyorum. Efe ibiği nerde?
- Az önce geldi o. Baban markete göndermiş meğer.
- Siz bizi işlerinizi yaptırmak için yaptınız değil mi anne?Annem terliğine yönelirken ben uçarak aşağıya indim. Üzerimde siyah tayt ve bej rengi sweat vardı. Siyah kabanımı giyip botlarımı da ayağıma geçirerek evden çıktım. Merdivenleri hoplaya zıplaya inerek apartmandan da çıkmıştım. Geceki kar güneşin çıkmasıyla erimeye başlamıştı bile. İşte ben biliyorum ondan gece gece insanları oynamaya çıkarıyorum. Ama işte kadir kıymet bilen yok ki!
Abimler hâlâ gelmemiş, bense mal mal onları bekliyordum. Adımın seslenilmesiyle karşıdan gelenlere baktım. Yağız ve abileri bana doğru gelmekteydiler.
- Napıyosun kız burda?
- Napiyim Yavuz abi yine ayak işleri işte.
- Yine kimin ayak işiymiş bu?
- Emir abimler geliyormuş da onlara eşyalar için yardım edecekmişim. Hayır yani ben mi diyorum nerdeyse evdeki her şeyi toplayın gelin diye?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Gülümse Ben Severim ( Bir Mahalle Hikayesi )
Chick-Lit( Wattpad'de bu isimle yayımlanan ilk kitaptır. ) Seviyordu usulca, kimseye belli etmeden. Alışmıştı artık onun kendisinden hep bir adım uzakta olmasına. Hayat bu, geçiyordu nasılsa. Belki unuturdu kalbi zamanla. Belki de her şey bitti derken kader...