Şeytanla Anlaşma Yaparım!
Chapter:26♧♧♧
" Uhm, Kim Yoojin! Yemek yapmada gerçekten usta olmalısın. Ve sende öyle Wu Yifan. "
Annem tabağın da kalan son her ne bokum yapılmış rosto parçasını da çatalına taktıktan sonra büyük bir zevkle midesine gönderirken gözümü bir saniye olsun ondan ayırmıyordum.
Balayı Çifti yorgunluklarını atmak için birkaç saat özel odalarına çekilip kestirirlerken Yifan ve Yoojin çifti, Tanrım! Adları bile birbirine benziyor, yemek yapmada ki hünerlerini göstermişlerdi. Luhan ve Sehun onlara yardım ederken, Chanyeol Soo Ah ile oynamış, Baekhyun ve Minseok ise ortadan kaybolmuştu.
Birkaç saat önceki ona aldığım tavır onu epey sarsmış olmalıydı fakat yaptığım şeyin arkasındaydım. Baekhyun ile aşk yaşamak gibi saçma işlerle uğraşamazdım. Hem o düşmanın oğluydu, değil mi? Bu ona da güvenmemem gerektiğini gösteriyordu bana. Ona,
Minseok ise yeniden odasına çekilmişti. Onun gerçekten bu ortadan aniden kaybolma tavırlarını merak ediyordum. Ve birgün onu izleyeceğime dair beynimin bir köşesine not aldım. Beni ilk günden evden kovmasının intikamını ondan elbette alacaktım.
Alacağım çok fazla intikam vardı..
" Miryo? Sen neden yemeğine dokunmadın? “
Beni tüm düşüncelerimden sıyıran ses, anneme aitti. Yumuşak ve ilgili çıkan sesi, başka biri olsam kızını düşünüyor ah ne güzel diyebileceğim tarzdaydı.
Elimde ki çatalı sesli bir şekilde masaya atınca, annemin yüzünde ki ifade aniden değişti. Bütün eğlencenin içine sirke suyu sıkmak için gelmiştim ben bu dünyaya. Benden öyle kolay kolay kimse kurtulamazdı.
“ Berbat olmuş. Beğenmedim. “
“ Ahn Miryo! "
Annemin bana attığı öfkeli bakışları görmezden gelerek sandalyemi sürüyerek geriye ittim. Fakat daha kalkmak için her hangi bir hamle yapamadan, masada ki tabak, bardak, çatal, kaşık, üzerinde ne yemek varsa kuvvetli bir sesle yarıya doğru havalandı. Herkes korkuyla yerinde sıçrarken, Yifan'ın kucağında tutmaya devam ettiği Soo Ah ağlayarak babasının göğsüne dayadı yüzünü saklayarak.
Açıkcası Kim Ji Hoon'un bana birgün patlayacağını biliyordum, fakat ne bu kadar erken ne de bu kadar kişi içinde olacağını düşünmüştüm.
Masaya vurduğu elimi yumruk yapmışken, diğer elinde ki kadeh bardağını da aynı şekilde masaya sertçe bıraktı. Seo Junghoo'nun beni uyardığı gibi öfkemi uzak tutnaya çalışarak bakışlarımı ona çevirdim.
Junghoo'nun nefretini kazanacak ne yapmıştı elbette birgün öğrenecektim.
“ Bu evde benim kurallarım geçerli ve yemek bitmeden kimse masadan kalkamaz. Şimdi otur yerine. “
İçimde kopan fırtınaya rağmen ağzımı açmadan yeniden masaya oturdum. Tek kelime etmeden söylediğini kabul ettirmenin hazzını yaşayan Kim Ji Hoon'un yüzünde bir sırıtma belirdi. En nefret ettiğim türden. Yanlış birşey yapmamak için kendimi öyle kötü sıkıyordum ki, omzumun kasıldığını hissettim.
“ Yaptığın saygısızlık için özür dile hemen. “
Öfkeli bakışlarımı ondan çekerek, çoktan soğumuş yemeğime odakladım. Elbette özür falan dilemeyecektim. O söyledi diye yerime oturduğum için sonuna kadar gideceğimi falan mı sanıyordu.
" Ahn Miryo! Bir daha söylüyorum. Bu evde benim söylediklerim geçerli çünkü evin babası benim. “
Baba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
She is a Rainbow. / OMS / (✓)
FanfictionBu hikaye geçmişini hatırlamak isteyen urbach-wiethe hastası bir kız ve etrafında ona yardım etmek isteyen gizemli bir genç ve üvey erkek kardeşlerinin hikayesi. Kapak için Dal-ui'ye çok teşekkür ediyorum ♡ Storyby.aynurdemir ♧ Her hakkı saklıdır. ¥