"Biz aileyiz."

10.2K 754 341
                                    

Kaybetmiştim.

Yere düşen top sesi bahçede yankılanırken bacaklarım daha fazla tutamamıştı beni. Kendimi yere bırakmış ve öylece yatmıştım. Hızla inip kalkan göğsümün üstüne yerleştirdim elmi. "Ben kazandım."dedi alaylı sesiyle. Evet evet biliyorduk söylemesine gerek yoktu. "Ben hala topun bozuk olduğu taraftarıyım." Demiştim nefes nefese. Yavaşça doğrulmuş ve kuruyan boğazımla yutkunmuştum. Cidden güzel oynuyordu ve ona böylesine yenilmek sinir bozucuydu. "Kaç kaç bitti şimdi tam sayamadım?" Demişti hala yüzünde olan alaylı tavrıyla gülümserken. "Sen kazandın işte skorun ne anlamı var."dedim göz devirerek. Ardından bakışlarımı yere çevirdim nefes alış-verişim yavaştan düzelirken. Önüme düşen gölge ile başımı kaldırarak bana elini uzatan bedenle ilk önce şaşırmış bir kaç saniye eliyle bakışmıştım. Yaptığım bakışmanın saçma olduğunu anlayıp uzatılan eli tutmuştum. Beni yavaşça çekmiş, kalkmamı sağlamıştı. Ayağa kalktığımda içtiği şişeye gözlerimi dikmiştim. Garip bir sıvıydı ve içinde tanecikler vardı. Çok iştah açıcı olduğu da söylenemezdi.

"İçmek ister misin?" Bu kadar mı dikkatli bakmıştım? Bana uzattığı mavi şişeyle ilk önce onun tepkisini ölçmüş ardından nazikçe elinden almıştım. Şişeyi dudaklarıma götürmüş ve hafif kaldırarak içmiştim. Ağzıma gelen acı tat ile yüzümü buruşturmuş ve şişeyi geri uzatmıştım. "Bu ne böyle, iğrenç bu." Acı tat ağzıma yapışmıştı sanki. Yavaşça boğazımdan geçtiğinde bu tadı asla unutmayacağımın bilincindeydim. Gitmiyordu. Karşımdaki beden ufak çaplı bir kahkaha attığında bakışlarımı ona dikmiştim. "Komik mi?" Demiştim sinirle. Arkamdan gelen ses ile dönmüştüm. "Çocuklar! Yemek hazır hadi gelin!" Başımı mutfak camından bize bağıran Bayan Kim'e çevirdim. Bize eliyle 'gel' işareti yapıyordu. Onun bu heyecanlı ve coşkulu tavırları gülümsememe sebep oluyordu istemsizce.

İçeri geçtiğimizde kurulu olan masayı görmüş, açıkta kalan ağzımı engeleyememiştim. Bu kadar çok şeye gerek var mıydı? Yetimhanede genel olarsk çorba-pilav tarzı şeyler çıkardı. "Hadi geçin." Masaya doğru adımlamış, bir sandalye çekerek oturmuştum. Önüme servis edilen yemeğe bakmış ve kenarda duran çubukları elime almıştım. Bu yemekleri ilk defa gördüğüme yemin edebilirim. Kokusu kadar görüntğsü de hoş duruyordu. "Odanı beğendin mi Jungkook?" Bayan Kim'in sorusuyla ilk başta afallamıştım çünkü o an yetimhane dolaşıyordu aklımda."Evet çok beğendim, teşekkürler." Bayan Kim bana gülümsediğinde ben de gülümsemiştim ona karşı. Kimseyi kırmak istemiyordum burda. Özellikle de Bayan Kim'i çünkü bana karlı o kadar nazik ve naifti ki onu anlatmak için kelime dağarcığım yetersizdi. "Hangi okula gidiyordun Jungkook?" Bay Kim'in sorusuyla başımı ona çevirmiş ve elimdeki çubukları bırakmıştım. "Yetimhanenin ordaydı okulum, çok uzak da sayılmazdı."

"Ama şimdi çok uzak olur?" Demişti Bayan Kim hiç tereddüt etmeden. Gözlerimi bir kaç saniye kırpıştırmış diyecek bir şey bulamamıştım. "Seni Taehyung'un okuluna yazdıralım." Bayan Kim'in cümlesiyle gözlerimi yanımda oturan Tarhyung'a çevirmiştim. Sessizce yemeğini yiyor, sohbete dahil olmaya tenezzül etmiyordu bile. "Özel okul mu?" Bayan Kim başıyla onaylamış ve ümit dolu gözlerini üstüme dikmişti. "Yok, benim için o kadar şey yapmanıza gerek yok. Ben eski okuluma giderim." Bay Kim kaşlarını çatmış ve bana dönmüştü. Bu yalandan bir kızmaydı sanırım. "Nasıl kelimeler bunlar? Kabul edersen biz mutlu oluruz Jungkook, biz artık bir aileyiz."demişti yalandan kızmasını sürdürürken. 'Biz aileyiz." Diye geçirdim içimden. Başımla hafifçe onay verdiğimde sağımda oturan Bayan Kim elimi sıkıca tutmuştu. "O zaman yarın kaydını yaptırırız." Demişti gülen gözleriyle bakarken. Bu kadar güzel bir aileye düştüğüm için o kadar minnettardım ki, tanrı bana acımış olmalıydı.

Yemekten sonra odama geçmiş ardından duş almıştım. Şu an ise yatakta öylece yatıyordum. Kapım çalındığında hızlıca doğrulmuş ve 'gel' komutunu vermiştim. "Jungkook? Rahatsız etmiyorum değil mi?" İçeri giren Bayan Kim ile gülümsemiş ve onu başımla reddetmiştim. "Hayır Bayan Kim, bir sorun mu vardı?" Dedim. Gülerek arkasında tıttuğu elini çıkartarak odaya girmişti. Elinde bir bardak süt vardı. "Sana ballı süt getirdim." Ballı süt mü? Şu masallarda annelerin çocuklara getirdiği gibi mi? Elindeki bardağı bana uzattığında iki elimle kavramış dudaklarıma götürmüştüm. Tadı gerçekten güzeldi. Yetimhanede asla yapmazlardı, masraf olarak görürlerdi. Aramızda kalsın müdürümüz oldukça cimridir.

brother | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin