"Ekmekler hazır."dedim elimdekilerle orta tezgaha gelirken. Taehyung ise tabaktaki avakado karışımını hazırlamış gibi gözüküyordu. Şunu söylemeliyim ki kesinlikle beğenmemiştim. Kızaran ekmeklerin üstüne krem peynir sürmüş üstüne de avakadoları koymuştu. Ben de kenarda duran ve kesmiş olduğumuz küçük domatesleri üstüne koydum. Bunun bir yemek olduğundan bile şüpheliyim doğrusu. Taehyung en son baharat döktüğünde yenilebilir bir şeyler yaptığımız ortadaydı. "Bunlarla doyacak mı ki?" Evet şu an Taehyung ile Bayan Kim'e kahvaltı hazırlıyorduk. Cidden dün gece kötü bir durumdaydı ve onun öyle olması beni üzüyordu. Benden çok ise Taehyung üzülüyordu. "Yani şu durumda midesinden bir kaç parça bir şey geçse yeter."
"Ama evdekiler kahvaltı istemedi dedi?" Kahvaltı hazırlama fikri birden gelmemişti. Biz Taehyung ile kahvaltı yaparken evdekiler gelmiş ve Bayan Kim'in bir şeyler yemediğini söyleyince Taehyung da böyle bir fikir sunmuştu. "Biz hazırladık o yüzden kesin yer."dedi kendinden emince. Çalışanların hazırladığı filtre kahve demliğini tepsiye koyduğunda ben de tabağı koydum dikkatlice ardından da bardak geldi. "Hadi götürelim." Taehyung tepsiyi aldığında hızlıca çıkmıştık mutfaktan. Bayan Kim'in kapısını çalmış ardından içeri girmiştim. Bizi görünce gülümseyen gözlerini çıkartmıştı ortaya. Ama ağladığı belliydi her halinden. Elinde tuttuğu peçeteyi asla bırakmıyordu sanki her an bir damla firar edecek gibi.
"Günaydın kraliçem, sana kahvaltı hazırlayalım dedik." Taehyung yatak başlığına yaslanmış olan annesinin kucağına koymuştu tepsiyi. Bayan Kim ilk önce tepsiye sonra da bize bakmıştı gülen gözlerle. "Bunları siz mi hazırladınız?" Taehyung ona karşılık olarak gülmüş ve başıyla onaylamıştı. İkisine de gçz gezdirmiş aedından hızlıca Bayan Kim'in yanına oturmuş ve kulağına eğilmiştim. "Açıkçası Taehyung mu yapamadı bilmiyorum ama avakadonun tadı iğrenç lütfen zehirlenmemeye bakın." Söylediklerimle Bayan Kim kahkaha atarken Taehyung hafifçe omzuma vurmuştu. "Hey, ben çok güzel yaparım bu yemeği."
Hafifçe kıkırdamış ardından ayakta olan bedene dönmüştüm. "Bu tam bir yemek değil aslında.""Yenilebilen her şey yemektir akıllım." Gülerek başımı salladığımda gözlerim bize şefkat ve mutlulukla bakan Bayan Kim'e döndü. "Teşekkür ederim çocuklar." Elini saçlarıma atmış ve hafifçe okşamıştı. "Hadi ye bakalım sen." Taehyung'un cümlesiyle ekmeklerden bir tanesini almış ve ısırmıştı. Taehyung haklıydı. Bayan Kim içinde bizim olduğumuz her şeye olumluydu ve reddedemiyordu. "Babamdan haber var mı?"dedi Taehyung. Bayan Kim ise yutkunmuş ardından gülümsemişti. Bu yapmacık bir gülümsemeydi. Nerde görsem tanırım. Belli etmemeye çalışıyordu sadece. "Ah, evet. Dün gece şehir dışına çıkmış. Biz aramızdakileri konuşup hallettik."
Yalan.
Sadece üzüldüğünü daha fazla göstermemek istiyordu. Onun yapmacık gülümsemesine karşılık Taehyung da gülümsedi. O da yaladan bir gülümseme sunmuştu fakat Bayan Kim'den daha başarılıydı. "Anladım."
...
"Okul diğer tarafta değil miydi?" Taehyung başıyla yavaşça onaylamış ardından gaz pedalına abanmıştı. "Evet ama biz şirkete gidiyoruz." Taehyung sinirliydi ve sinirini arabadan çıkartıyordu. Tek elimi hızlıca kapı koluna atmıştım. "Taehyung yavaşla." Yavaşlamadı. Bakışlarımı hem yola hem de bize korna çalan arabalarda gezdiriyordum. Taehyung uzun ve ince parmaklarıyla kavradığı direksiyonu kırmış ve caddeden ana yolla çıkmıştı. "Taehyung oraya gidene kadar yaşamamız lazım. Yavaşla." İşe yaramadı. Sanki daha da olabilirmiş gibi hızlanıyordu. Tanrı aşkına bu arabanın bir sınırı yok muydu?
"Taehyung korkuyorum!"
Yavaşladı.
Araba giderek yavaşladığında Taehyung da sertçe yutkunmuştu. "Özür dilerim, sen arabada beklersin tamam mı?" Başımı hızlıca sağa sola salladım. "Tamam değil." Taehyung bakışlarını kısa süreli bana çevirmiş sonrasında yola dönmüştü. "Ne demek tamam değil?" Hafif çattığı kaşlarıyla arada bana bakıyor arada hızlanıyordu. "Ben de geleceğim Taehyung boşuna laf dökme." Araba yavaşça şirketin önünde durduğunda kemerimi yavaşça çözdüm. "Senin gelmene gerek yok-"