"Çok sıkıldım."
"Biraz daha bekle gelir elbet."
Bayan Kim bizi erken saatte ayağa dikmiş salonda beklememizi söylemişti. Ardından gitmiş ve bizi tek bırakmıştı. Yanımdaki beden sıkılmışlığın verdiği etkiyle şekilden şekile girmişti koltukta. "Bu kadar yeter bence." Taehyung ayağa kalktığında Bayan Kim de eş zamanlı salona girmişti. Gülerek yanımıza gelmesi benim de ayağa kalkmamı sağlamıştı.
"Çok beklettim mi?" Başımı sağa sola salladığımda Taehyung benim aksime yukarı aşağı sallamıştı. Koluna hafifçe vurduğumda Bayan Kim ikimize de gülümsemişti. Elinde tuttuğu iki kağıdı bize doğru sallamış ve uzatmıştı. "Bunlar için bu kadar beklettim."
"Bunlar ne?"dedi Taehyung kağıtları eline alırken. O dikkatle incelerken yavaşça fazla uzağımda olmayan bedene yaklaşmıştım. Taehyung'un dibine girmiş ve kağıtlardaki yazılara göz gezdirmiştim. "Babandan aldığım daireler, ikiniz için bugün gidin ve bakın olur mu?" İsmimin yazdığı kağıda baktığımda gözlerimi açılmıştı. Benim artık bir evimde vardı. Son zamanlarda çok tuhaf şeyler yaşamıştım fakat bir zamanlar beş kuruş param yokken bir anda bu kadar zenginleşmek aralarından en garip olanıydı.
Cidden inanılmaz bir şeydi ve içim kıpır kıprdı. "Teşekkür ederiim."dedim Bayan Kim'e sarılmak amaçlı öne atılırken. Ona sarıldığımda karşılık olarak sıkıca kollarını bana dolamıştı. Şu an bir şeylere sahipsem bu da onun sayesindeydi. Ondan ayrıldığımda Taehyung'a baktım. Bana bakmış elindeki kağıtları sallamıştı yavaşça. "Hemen gidelim mi?" Heyecanla söylediğim şeye gülümsemiş başıyla onaylamıştı beni. "Gidelim."
Omuzlarımı oynattım sevinçle ardından dişlerimi alt dudağıma geçirmiştim. "Hadi Taehyung, kapıda bekliyorum." Bayan Kim'in yanağına bir öpücük bırakmış ardından elimi sallayarak çıkmıştım salondan. "Görüşürüz anne." Kapıdan çıkarken ikisinin şaşkın bakışlarıyla karşılaşmıştım fakat anlamdıramamıştım. Kapıda ayaklarımı hızlıca oynatarak Taehyung'un çıkmasını bekliyordum ama sanki inadına çıkmıyordu. Önümde duran araba ile bir kez daha evin kapısına baktım fakat hala yoktu.
Arabaya doğru gitmiş ve kapısında beklemeyi düşünmüştüm fakat çok sıcaktı. Arabanın kapısı açılınca içeride beklemenin daha mantıklı olacağı aklıma geldi. Kapıdan çıkmasıyla hızlıca elimle gel işareti vermiştim. Hızlı adımlarla gelmiş ve yanımdaki yerini almıştı. "Çok uzak mı?"dedim heyecanla. "Çok da uzak değil."
...
Evet belki çok uzak değildi fakat bana çok uzak gelmişti. Arabadan indiğimizde bizi bir kadın karşılamıştı ve bize büyük binaya kadar eşlik etmişti. Site içerisindeydi ve cidden çok uzundu ayrıca bir kısmı bulutların üstünde duruyordu. Kadın tur rehberi misali bize büyük binanın kapısını açmış ve geçmemiz için izin vermişti. İlk önce büyük bir girişi, mektuplar ve faturalar için orta boyuttaki dolaplar karşılamıştı bizi. Ardından tekrar bir kapı daha. Tanrı aşkına neden iki kapı vardı?
Kadın ilk kapıyı açtığı gibi bu kapıyı da elindeki kart ile açmıştı. Binanın içi de dışı kadar güzeldi. Güzel taşlar ve fayanslar ile süslenmişti.
Karşımızda duran asansörlere göz gezdirmiş ardından dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Metroda bulunan ve insanların iç içe bindiği asansörden başka asansöre binmemiştim ben. Etrafımda boşluk oluşmasına alışık değildim. Ha, tabii bir de Bay Kim'i basma- hayır hayır..görmeye evet evet görmeye gittiğimiz zamandı güzel bir asansöre binişim. Kadın düğmelerden birine basmıştı sonrasında haraketlenen asansörle nefesimi tuttum. Etrafımız camdı ellerimi saçıma götürmüş ve hafifçe düzeltmiştim. Duran asansör ile yavaşça indiğimizde kadın bize bakıp bir kapının önünde durmuştu.