Sonunda özel bölüm yazmak için aklıma bir fikir geldi. Ve biraz Çağlar'ı tanıyın diye onun ağzından yazdım. Hem bizimkilerin içine düşünce ne hissettiğini de biraz görün istedim.
Hadi iyi okumalar.
Sizi seviyore fındıklar.
^^^^^^^^^^^^
---Çağlar'dan---
"O Şarlatan'ı bulduğum zaman geberticem. Bu sefer benden kurtulamayacak it." dedi Duman sinirle.
Bazen neden bu aileye gelmek istediğimi sorguluyorum. Bazen değil hep sorguluyorum. Çok değişikler. Ama eğlenceliler. Ve aşırı kalabalıklar. Takip etmekte zorlanıyorum. Sadece Derin'in tanıdıkları yetiyor zaten.
"Az bir sakin ol Buzdolabı. Çıkar bir yerden." dedi Simay.
"Sinan da ortalıkta yok. Bu iki yalnız başlarına bana hiç güven vermiyorlar." dedi Duru.
Olan olay şu. Kurban bayramının sabahındayız ve kurbanlık dana yok. Anlayacağınız üzere Deniz ve Sinan da ortada yok. Ne yaptıkları da meçhul. Onları tanıdığım şu kısacık zamanda yapamayacakları şey olmadığını anlamıştım.
"Duman acaba biraz sakinleşsen mi? Birazdan çıkarlar ortaya." dedi Asel Duman'ı sakinleştirmeye çalışırken.
"Hadi ama yenge deme şöyle şeyler. O gün hırsını alamamıştı. Bırak şimdi alsın." dedi Derin. Bu kadın kaostan besleniyordu. O gün dediği Duman'ın Asel'e evlenme teklifi ettiği gündü. Aşırı komedi bir gündü. Ama başka bir zamanın konusu bu.
(Kesinlikle böyle bir bölüm gelecek ama ne zaman bende bilmiyorum :)))
"İki saniye çeneni kapat. Sevgilimin ölmesine hazır değilim." dedi Duru.
"Sana evlenme teklifi ettiği gün ölmediyse daha ölmez o puşt." dedi Mert. Yanlarında Ayperi ve Çağrı varken keşke küfür etmemeyi öğrenseler.
"Yanınızda çocuklar var. Sadece hatırlatmak istedim." dedim.
"Siz karı-koca aynısınız. Şu küfrü azaltın diyoruz size kaç seferdir." dedi Asel söylenircesine.
"Bırakın şu boş kavgaları. Bana o iki pezevengi bulun. Yoksa onları danayla beraber kesicem." dedi Duman sinirle.
"Zamanında izin vermediniz ki Şarlatan'ı öldüreyim. Ya da dilini kesseydim. Yok dilini kesseydim gene bunları yapardı puşt." dedi Derin kendi kendine.
"Eğer öyle bir şey yapsaydın sana Şarlatan'lık yapacak birini bulman lazımdı." dedi Duman sırıtarak. Bu aralarındaki bir espriydi sanırım. Bilmiyorum ve merakta etmiyorum.
Daha fazla onların yanında durmayarak iki kardeşimi de alıp evin içine girdim. Çocuklar kötü etkilenecekti yoksa. Bu aileyi anlamakta gerçekten güçlük çekiyordum. Çocukları ilk mutfağa götürdüm. Tost yaptım yemeleri için. Tostlarını yedikten sonra ise oyun odasına götürdüm ve oradan çıkmamaları için tembihledim.
Mutfağa inip kendime sandviç hazırladım. Yanına da meyve suyu alarak yemeye başladım. Tam son lokmamı alırken dışarıdan kopan gümbürtüyle neye uğradığımı şaşırdım. Hadi ama bayram sabahındaydık ve daha kahvaltı bile etmemiştik. Ben ettim sayılır ama neyse.
Merakıma yenik düşüp dışarı çıktım. Duman, Deniz ve Sinan'ı kovalıyordu. Bunlar ciddi miydi ya? Ne olduğunu daha fazla merak etmeye başlamıştım. Aralarında en rahat olan iki kişinin yanına gitmiştim. Ki bunlar Derin ve Mert'ti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muhteşem Dörtlü İkinci Round
Randomİlk kitabı okunmayanlar için spoilerlı alandır. Gidin ilk kitabı okuyup öyle gelin. Kitap bitti ama özel bölümler gelecek:))) Mafyanın elinde büyüyen bir kız, Laz bir ailede büyüyen bir oğlan, Sakin bir hayatı olan bir kız, İngiltere'de büyüyen bir...
