Yazardan:
İnsanlar görünmez bir pamuk ipliğiyle tam kalplerinden birbirlerine bağlılardı ve bu bağ sayesinde sevdiğinin kalbini,kalbinde hissederlerdi.
Sizce sevmek neydi? Yanan bir mum gibi her geçen gün sevdiği için yanmak mıydı yoksa sevdiğinin yolunda kül olup yok olmak mıydı?
Adam her zaman ki gibi güne uzaktan, habersizce sevdiğini izleyerek başlamıştı. Sevdiğine baktıkça onun gözlerinde ki neşede hayat buluyordu. Sevdiğini izleyip işlerine devam etmek üzere yola koyulmuştu fakat aklında da kalbinde de onun güzel sesi, saçları vardı. Kendini onu sevmekten ve düşünmekten alı koyamıyordu. Nasıl olabilirdi ki bu, buzdan kalbi bir gülüş nasıl ısıtabilirdi? Adam düşünceleriyle dalgınca yürüyordu tabi bir yandan da insanların selamlarını geri çevirmiyor ufak bir baş hareketi ile onlara cevap veriyordu. Sonunda iş yerine gelmişti düşüncelerini bir nebzede olsa bir kenara bırakıp işler ile meşgul olacaktı fakat tam o sırada sevdiğinin kuzeni, adamınsa yakın arkadaşı olan Özgür içeri neşesiyle girivermişti
-Günaydın sana da buz kralı. Gene her zaman ki ifade yüzünde aman neyse açım kahvaltı yapmaya geldim evde yapamazdım biliyorsun bizimkileri gene saçmalıyorlardı dayanamadım çıktım buraya geldim.
-Bende kahvaltı yapmamıştım iyi oldu beraber yaparız kahvaltımızı.
İki genç adam cam kenarında kahvaltılarını usulca yapıyorlardı. Özgür bir yerden yemek yerken bir yandan da ailesi ile olan kavgasını anlatıyordu genç adamda onu sadece dinliyor ve ara sıra yorum yapıyordu. Kahvaltı bitmiş birer kahve içerlerken Özgür aniden gelen sinir ile konuşmaya başladı:
-Beni asıl sinir eden başka bir şey var. Benim Neva'ya olan düşkünlüğümü az çok bilirsin onun muhabbetini kimseye yapmam fakat sen benim can dostumsun sana güveniyorum.
Dedi ve sustu. Adamsa Özgür'ün kurduğu cümlenin nereye varacağını dikkatle dinliyordu, içinde ki huzursuzluk ile. Derin nefes alan Özgür sinirini yatıştırmaya çalışarak konuşmasına devam etti:
-Bizim babaanne herkese kabul ettirmeye çalışıyor. Neva'yı evlendirmeyi aklına koymuş hem de kimle biliyor musun? Hemen söyleyeyim bizim düşmanımız olan Ozan ile Çocuk bizim kıza kafayı takmış durumda ve ben daha yeni öğreniyorum bizim kıza takıntılıymış adi herif. Neva sırf ben başımı belaya sokmayayım diye dememiş. Bir de babaannemin bizim üzerimizde ki baskısını da biliyor gitmiş babaanneme "Ben Neva karım olsun istiyorum onu benden başka kimse bu kadar sevemez. Müsait olduğunuz zaman ziyarete gelelim aileler tanışıyor ama daha yakından tanırız birbirimizi." pişkin herif babaannemde onun adam olmadığını biliyor ama yengem ile amcam yüzünden Neva'ya bu kötülüğü yapıyor ama ben izin vermem,ben kardeşimi göz göre göre ateşe atamam gerekirse alırım onu birlikte gideriz buradan.
Özgür'ün bu dedikleri genç adamın kalbine bir bıçak gibi saplanmıştı. Özgür'e belli etmemeye çalışıyordu fakat başından aşağıya adeta kaynar sular boşalmıştı. elleri titriyor, gözü seyiriyordu. Boğazını temizlemek istedi fakat başaramadı çünkü boğazını bir el sanki sıkıyordu. Sert bir şekilde yutkundu ve bakışlarını kahvesinden çekip adamın gözlerine baktı ne diyebilirdi ki?
"Aşk"denilen o kavram adamın canını bir hayli yakacaktı ve yakıyordu da. Sevdiği için yanmaya da yakmaya da hazırdı. Peki neden bu kadar içi acıyordu?
Adam sevdası uğruna bütün her şeyi o dakika gözüne almıştı. Sevdiğini, gözbebeğini bırakamazdı. Onu sevmeyi,onu usulca uzaktan izlemeyi,onun için mum gibi yanmayı bırakamazdı. Şu zamana kadar sevdiğine kötülüğü dokunan kim varsa hepsinin hakkından gelmişti. Sevdiği bilmeden,hissetmeden onun uğruna ne acılar çekmişti şimdi daha ne olucağı belli olmayan bir durum için köşeye geçip onun mutsuzluğunu izleyip kahrolamazdı.
"Gözlerini kapat sevdiğim ve sabır et. Sevdamız destan olucak. Seninle destan yazıp sevdamızı sonsuz mutluluğa uzatacağız. Bir mum gibi yanıcaz belki ama bitmeyeceğiz. Her yanışımızda sevdamız daha da büyüyecek. Söz,sana bu karanlıkta kibrit olacağım ve zamanı gelince ikimizde o mumu aydınlatıp sabaha ulaşacağız söz sevdiğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRA
Romance- Seni seviyorum Neva. Kalbini,ellerini, gözlerini, saçlarını,kirpiklerini yani sana ait olan her şeyi ama en çok seni seviyorum. Gökyüzü gibi sonsuz,denizin maviliği gibi saf temiz,gece gibi sessizce ve bir bebeğin annesini masumca sevdiği gibi sev...