İnsan sadece üzgünken ağlar diye kural yoktu ne dünya üzerinde nede tüm evrende. Ama dilerim ki tüm göz yaşları mutluluktan dökülür...
Neva'dan...
Karşımda duran adamın boyununa sarıldım. Ne diyordu bu adam? Mutluluktan ne kadar ağlanırsa o kadar ağlamak ve koşmak geliyordu içimden bu adamın bu içimi delen, okşayan cümlelerinden sonra hepsini aynı anda yapabilirdim.
Geri çekildim ve gözlerine baktım,duygularını benden ilk defa gizleme gereği duymuyordu. Elimi göz çehrelerine götürdüm ve naif bir şekilde okşadım,oysa gözlerini kapattı öylece durdu. Daha sonra ilk sarıldığım zaman duyduğum kalp atışlarını tekrar duyabilirim umudu ile kafamı göğsüne yasladım, tıpkı o günkü gibi daha doğrusu her zaman ki gibi göğüs kafesini delip geçecekmiş gibi delicesine atıyordu. Kafamı iyice yasladım ve elimi kalbimin tam üstüne koydum,benim kalbimde öylesine delice atıyordu ki bir an çıkacak zannettim. Geri çekildim ve ellerini tuttum.
- Belki senin sevgin gibi sevgim büyük değil ama bende seni bir o kadar çok seviyorum. Bundan adım kadar eminim ki sensiz nefes alması zor,sensizlik bana bir düğüm ve sonsuz acı. Belki senin kadar güzel ve büyük sevemem ama seni doya doya,hep daha çok,en çok sevebilirim. Saçlarını doya doya sevebilirim ya da ellerini doya doya tutabilirim. Seni her gün daha çok ve daha güzel sevebilirim. Seninle bağıra bağıra Neşet Baba söyler, söylediklerinden anlam çıkarır öylede severim. Sen ve Neşet Ertaş gibi güzel sevemem belki ama benimde "sana malumdur her halim."
Bana uzunca baktı,uzunca ve masumca. Onu seviyorum ve bundan bir kaç gündür emindim. Onsuz yapamıyor,nefes alamıyordum.
Birden beni kendine yasladı ve saçıma bir öpücük kondurdu. Derince bir nefes çekti sanki bir daha nefes alamayacak gibi. Geri çekildi elini yanağıma koyup:
- Sen bana bu dünya da gönül gözüyle verilecek, görülecek,sevilecek bir armağansın. Ve ben sana hayranım.
- Hayır Aktan,sana hayran olan benim. Çünkü sen mükemmel bir adamsın sana hayran olmamak elde değil. Armağan olan sensin. Her şeyin en güzeli,en fazlasısın.
- Seni seviyorum,sana aşığım.
- Seni seviyorum ve emin ol aşık olduğum zamanlar çok yakınımızda.
- Ben beklerim. Aylarca, senelerce beklerim. Canımdan gider ama yinede beklerim. Çünkü beklemek ucunda sen olunca anlam kazanıyor.
- Seni daha fazla bekletmeyeceğim ve göreceksin mutluluk bize bir nefes kadar yakın,bir şarkı nakaratı kadar uzak.
- En güzel şarkıların nakaratı sen olduktan sonra o da yakın.
Ben bu adamı hak edecek ne yaptım bilmiyorum ama iyi ki benimle. Şuan bu konuşmaları beni hem mutlu ediyor hem şaşırtıyor. Onun gibi bir adamın böyle cümleler kuruyor olması özellikle bana kurması şaşırtıyor. Ve bu eşi benzeri olmayan sesten çıkan her güzel kelime mutluluğuma mutluluk katıyor.
Minderlerin üstüne oturduk ve karşımızda ki denizi seyre daldık. Denizin rengi sevdiğim adamın gözleriydi. Masmavi gökyüzü gibi deniz gibi rengi olan o gözlerinde saklıydı bir dünya,ve o dünya da bende saklıydım uğruma yapılan her iyilik gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRA
Romance- Seni seviyorum Neva. Kalbini,ellerini, gözlerini, saçlarını,kirpiklerini yani sana ait olan her şeyi ama en çok seni seviyorum. Gökyüzü gibi sonsuz,denizin maviliği gibi saf temiz,gece gibi sessizce ve bir bebeğin annesini masumca sevdiği gibi sev...