İnsan tutsak olduğu o sevgi uğruna tüm derdi sırtlanırdı tıpkı onlarında yaptığı gibi.
Yazardan...
Aktan önüne kesilen araba ile telefonu kapatmak zorunda kalmıştı. Daha doğrusu telefon elinden düşmüştü. Aktan sanki bir daha hiç söyleyemeyecekmiş gibi sevdiğine haykırmıştı onu sevdiğini. Daha sonra arabadan yaka paça almışlardı adamı. Aktan sayıca fazla olan adamların arasına girip bir kaçını hasat etmişti fakat koluna yediği kurşun ile durmak zorunda kalmıştı. Tam ne olduğunu anlamak için durmuştu ki birden kafasına bir darbe aldı ve yere yığıldı.
Gözlerini açtığında rutubet kokan eski bir depoda olduğunu görmüştü adam. Aklına yakalanmadan önce olanlar geldi çok çabalamıştı ama yediği iki darbe onu yenmişti. Adam hırsla ve sinirle bir hırıltı çıkardı. Deponun kapısından bir gıcırtı geldi kapı açıldı. İçeri giden adam iri yapılı,kel bir adamdı. Aktan'a doğru ilerledi ve tam önünde durup ona baktı.
- Kimsiniz lan siz?
- Soru sormak yok Aktan. Her şeyi zamanı gelince eğer hala hayatta olursan anlarsın.
- Çok korkaksınız. Elimi kolumu bağlamışsınız size bir şey yapmayayım diye.
- O yaralı kolunla mı bize bir şey yapacaksın Aktan Efendi?
- Çöz gör aslanım. Denemesi bedava.
- Boş yapmayı kes. Uslu bir şekilde bekle.
- Bana emir veren o ağzını kırıcam az bekle.
- Aynen. Ordan bakılınca kimin daha avantajlı olduğunu anlamak zor olmasa gerek Aktan?
- Ellerimin bağlı olması bir daha hiç çözülmiycek anlamına gelmez aslanım. Şimdi keyfini çıkart nasıl olsa son demlerin.
Adam Aktan'ın bu haline sinir olup gitmişti. Hem daha fazla Aktan'a sataşması demek onun acı ve hazin sonu demekti çok iyi biliyordu.
Aktan kolunda ki ve kafasında ki acıyı unutmuş sadece Neva'nın telaşlı ve korku yüklü sesini düşünüyordu. Korkma demişti sevdiğine,korkmamalıydı. Burdan çıktıktan sonra burada ki herkesi tek tek kendi elleriyle halledicekti çünkü sevdiğini korkutmuş ve üzmüşlerdi. İçi rahattı çünkü sevgilisi çoktan Özgür'e olanları anlatmıştır Özgür'de Can'a haber vermiştir. Aktan'ı bulmaları zor olmazdı çünkü arabadan inmeden önce torpido gözünden takip cihazlı saatini takmıştı. Saati taktığı an Can'a ya da adamlarına bildirim gidiyordu ki yüzde bir milyon gene gitmişti.
Kapı yeniden aralandı ve bu sefer başka bir adam geldi Aktan'ın tam karşısına oturdu. Boğazını temizledi bir şey diyicekti ama nasıl diyicekti bilmiyordu. Konuya doğaçlama daldı:
- Aktan sen beni tanımıyorsun ama ben seni çok iyi tanıyorum. Bundan üç sene önce kafes dövüşünde birinci olmuştum o akşam izleyiciydin sende. Daha sonra eve gitmek için yola çıkmıştım, birden yendiğim adam ve arkadaşları yolumu kesip beni bıçaklamış dövmüşlerdi. Sonra birden sen gelip beni onların elinden almıştın ve hepsini haklamıştın benide hastaneye götürmüştün. O akşam eğer sen olmasaydın bugün ben olmazdım. Şuan burdayım çünkü para için. Ama şunu bil çok büyük oyunlar dönüyor ve ben bu konuda sana yardım etmek istiyorum. Bana bu konu da akıl ver.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRA
Romance- Seni seviyorum Neva. Kalbini,ellerini, gözlerini, saçlarını,kirpiklerini yani sana ait olan her şeyi ama en çok seni seviyorum. Gökyüzü gibi sonsuz,denizin maviliği gibi saf temiz,gece gibi sessizce ve bir bebeğin annesini masumca sevdiği gibi sev...