İnsan kendi kendinin öğretmeniydi. Yanlışlarıyla ya da kendi doğrularıyla bir bütündü.
Yazardan...
Neva karşısında duran iki adama baktı. Aktan çok sinirliydi babası da öyle onları yalnız bırakamazdı. Döndü arkasına baktı tüm aile buradaydı tabi Cemre'de. Neva, Aktan'a hayır der gibi baktı fakat Aktan bakışları ile gitmesi gerektiğini anlatıyordu. Daha sonra Aktan pes etti ve karşısında duran adama bir bakış attı konuşmaya başladı:
- Bakın ben kötü biri değilim eğer kötü biri olsaydım burada bana 'reis' demezlerdi ya da saygı duyulan işinde iyi biri olmazdım. Kızınız ile kötü bir amacım yok fakat bazı şeyleri görmekte zorlanıyorsunuz. Seçtiğiniz o çocuğu araştırmadan ya da araştırıp yalan bilgiler ile kızınızı ona emanet etmeyi düşünüyorsunuz. Şuan sizinle sakin bir şekilde konuşmak için çabalıyorum fakat buna daha fazla kendimi nasıl zorlarim bilmem. Eğer o eliniz bir daha Neva'ya kalkıcak olursa o zaman sinirlerimi bastırmam.
- Sen kimsin ki kızım ile aramda olan şeylere karışıyorsun? Eğer bu şekilde hareketler yapmasaydı onu evlendirmezdim ama görüyorum ki iyi bir seçim yapmışım.
- Kızınızı bir iblise eş yapmaya çalışarak iyi bir şey yapmış olmuyorsunuz.
- İblis ya da değil buna sen mi karar veriyorsun. Benim serefimi iki paralık ettiniz daha ne konuşuyorsunuz?
- Şeref dediğiniz çok kolay kazanılmıyor ki şuan giden şeref değil kızınızın size olan bağı sevgisi giden.
- Ben onun babasıyım istese de istemesede.
Neva bunu duyunca araya girdi:
- Sorunda bu ya. Önceden kahraman babamdın şimdi karşımda sadece biyolojik babam duruyor.
Birden babası Neva'ya sinir dolu bakışlarıyla baktı. Herkes susmuş onları dinliyordu. Ne demekti biyolojik baba? Neva annesine baktı susması gerekiyordu belki ama daha çok konuştu.
- Sen annemle aşk evliliği yaptın babaannemi dinlemedin bile şimdi kalkmış benim zerre sevmediğim kasabanın pislik çocuğu ile evlendirmeye çalışıyorsun. Zamanında dinlemediğin sözleri bana dinlettirmeye çalışıyorsun. Sürekli babaannem evlilik olaylarına karışıyor diye kızardın şimdi ne farkın kaldı ondan? Ama şaşırmamak lazım seninde gözün boyanmış. Sen şerefi çok yanlış anlamışsın baba. Biz şerefimizi zedeleyecek bir şey yapmadık benim anlım ak yanlış olan bir şey olmadı. Sen tabi bunlara da inanmazsın çünkü senin öz be öz kızın ben değilim Cemre. O yüzden ne haliniz varsa görün.
Neva bunu söyleyip yerine oturdu ve odadaki herkese baktı. Babasının kalbi sızladı fakat geri adım atamazdı.
- Kızınızı bu hale soktuğunuz için kendinize şükür edin. Giden şerefiniz değil, kızınızın size olan sevgisi. Şimdi hangisi daha ağır oturun bir düşünün. Siz kendi yanlışlarınız ile kızınızı kaybettiniz herkesin harcı değildir en acısı da bir daha kızınız size karşı aynı olmayacak olması. İyi geceler.
Aktan son sözünü söyleyip Neva'ya baktı, çökmüştü. Yakında onun tüm acılarını dindirecekti. Neva başını kaldırıp karşısında ona şefkatle bakan adama baktı şuan ona sarılıp ağlamak istedi ama gücü yoktu. Kendini toparladı hemen karalar bağlayamazdı. Aktan,Neva'nın karalar bağlanmasına çok kızardı öyle değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÜMRA
Romance- Seni seviyorum Neva. Kalbini,ellerini, gözlerini, saçlarını,kirpiklerini yani sana ait olan her şeyi ama en çok seni seviyorum. Gökyüzü gibi sonsuz,denizin maviliği gibi saf temiz,gece gibi sessizce ve bir bebeğin annesini masumca sevdiği gibi sev...