7. Bölüm - Beşeri Öz

120 25 229
                                    

Ailemizi birlikte büyütelim.

Keyifli okumalar!

♾️

Dar koridor birkaç adımla aşıldığında, biraz daha geniş bir odayı serdi önlerine. Yarım bir duvarın arkasında bulunan mutfak, hemen hemen bütün olmuştu tek pencereli odayla. Sol duvarda devam eden koridor vardı fakat şu an için bu yerde durmuştu rehberlik eden melek. Ve onunla birlikte diğerleri de. Koyu bej duvarlar, küçük ama huzur verici bir yuvaya dönüştürmüş gibiydi burayı, hoşuna gitmişti Mahz'ın. Geldikleri evin büyüklüğüne kıyasla burada daha iyi hissetmişti. Bakışları, adını bildiği ve bilmediği her şeyin üzerinde dolaştığı sırada Aras'ın sesi duyuldu sakin bir tınıda.

"Sevdim." Etrafına bakındı. Bu yeni eve geçiş, gerçek bir insan gibi hissettirmişti. İlerleyip koltuklardan birine yasladığı parmaklarını sıktığı sırada ardına döndü yeniden. "Bizi sık sık ziyarete gelecek misin?"

Omuz silkip tebessüm etti melek. "Yalnız olmayacağıma emin olabilirsin."

"Fazlasıyla," dedi gülerek. "Fazlasıyla eminim. Zaten daha fazla yalnız olmak istemiyorum." Babasına baktı Mahz. Onun yüzünden uzun zamandır sevdiklerinden uzak kalmıştı hep. Belli etmese bile ne zaman onun üzüldüğünü görse fazlasıyla buruk hissediyordu. "Bu iş bittiğinde, oğlumla anılarını yaşatacağımız bir başka yerimiz oldu." Bu kez, açık kalmış, sızlayan yarayı dikti sözler. Bakışlarını o yöne çevirdiğinde, anlamını çözemese de güneş ışığı gibi ısıttığı söylenilen bir hisle dolmuştu ruhu. Babasının ona böyle bakması, içten içe düşündüğü her sallantılı düşünlere bir perde oluyordu.

"Giray," dedi Labezerin. Hitabını yakaladığında ise koltuklardan birini gösterdi. "Şu hayat okulundan mezun edelim seni."

Heyecanla parlar gibi oldu gözleri. Şişen göğsü, ilerleyen meleğin sırtını izlerken yavaşça indi. Nasıl bir şey olduğunu hiç bilmediği şeyleri birazdan hep biliyormuşçasına bilgi selinde yüzeceğinin haberiydi ona söylenilen. En garip hissiyatına inanarak merak ettiği ise şu an varlığından bile haberdar olmadığı bazı şeyleri benliğine kattığında nasıl bir haznede olacağıydı. İlerledi. Babasını da geçtiğinde meleğin arkasına yer aldığı koltuğa verdi yönünü. Oturması gerektiğini anladığında, üzerindeki kıyafeti de çıkarması istendi. Hızlı nefesini kontrol etmeye çalışırken yaptı denileni. Sıcacık tenini koruyan kumaş olmayınca küçük bir ürperti dolandı belinden sırtına doğru. Canım yanar mı, diye düşüncelere el verdiği anda koltuğa oturdu bastıramaya fırsat bulamadığı hissiyatıyla.

Ebyaz, hemen karşısına geçti Mahz'ın. Doğruca gözlerine bakınmasıyla rahat bir ifade çizdi yüz tuvaline. Hiçbir sorun olmadığını sözlerden ziyade takındığı ifadeyle aşılamak istedi. Çünkü sözler, her şeyi, her zaman söyleyebilecek kadar yalancıydı; ölürken bile sorun olmadığını mırıldanırdı. Oğuzhan gibi.

Her adımı gibi yine sakinliğinin üzerine titreyerek kaldırdı elini Labezerin. Mahz'ın kürek kemikleri arasına koyduğu parmakları, adeta yağmurda ıslanan birisinin, şöminenin karşısında ısınmaya durması gibiydi. İki denizin kesiştiği o ince çizgiydiler. Gerginliği hissetti. Öyle ki, düşüncelerinden yayılan akış özünü bir kalkana almıştı adeta. Kaldırdığı elini bu kez omuzlarına koyduğunda, kapattığı gözlerini açtı. Küçük bir molaya girerek, "Korkma," diye duyurdu sesini. Genç, sol yanına bir hareketle döner gibi olsa da hemen durdu. Bedeni rahatlamaya çalışsa da bir şeyleri düşündüğünü hissediyordu melek. Aras'a baktı daha sonra. Onun da Mahz'ın gerginliğini hissettiğini farkettiğinde, usulca salladı başını. Bedenine dokunmayı bırakıp, önüne adımladı. Güven duygusunun tadını alabilse de haklı bir gerginlik vardı üzerinde. Özel dokunuşlarda ise saf bir teslimiyet gerekliydi; bu, hiçbir hataya yer vermemek ve teması kestiğinde yeniden özgün bırakabilmek için en önemli etkendi. "Özüne dokunacağım; hayatın boyunca kimseye kolay kolay açmaman gereken, çok özel olan o yere." Bizzat bakındı bal rengi gözlerine. Bileğinden tuttu şefkatle. "Önce inse bir sızı hissedeceksin, daha sonra ilk olarak sıcaklığı, daha sonra buz keskinliğinde bir serinliği tadabilirsin. Elimden geldiğince nazik olacağım ama canın da yanacak Mahz. Sana karşı dürüst olmak istiyorum." Sözleri sırasında babasına; korku hissettiği anda sığınabileceği ilk limanına baktı genç. Bu sırada Yeryüzü Meleği, "Annene hızlı kavuşmak istiyorsun, değil mi?" diye cesaret verebilecek bir konuya başlangıç yaptı.

MAHZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin