14. Bölüm - Kış Sancısı

125 23 143
                                    

Ailemizi birlikte büyütelim.

Keyifli okumalar!

♾️

Gökten süzülerek gelen bir yağmur damlası, tenine konar konmaz yok oldu. Siyah saçlarını ıslatan damlalar, giderek daha azalmaya başladığında, montunun ceplerine soktuğu ellerini çıkardı ve şöylece bir bakındı. Binaların üstünde olmayı sevdiğini farketti o an. Göğe yakın ve yerdeki tüm karmaşadan uzak... Her zaman bir insanmış gibi derin nefes aldığı sırada betonu yıkayan damlaların bıraktığı o kokuyu, en derin şekilde hissettiği sırada arkasını döndü usulca. Ondan birkaç metre uzakta, çatı altında bekleyen kadına bakındığında onun da zaten kendisine baktığını farkedince usulca gülümsedi. Her zaman yapmak istediği gibi; hangi durumun içinde olursa olsun, onun yanında olup, her daim destekleyeceğini göstermek istiyordu.

Açelya, aldığı tebessüme aynı cevabı verdiğinde biraz daha rahatladığını hissetti. Esme'ye verdiği bir sözü çiğneyecekti birazdan ama bunu yine Esme için yapıyordu. Daha fazla onun omuzlarında bırakamazdı sorumlulukları. Hele ki bu sorumlulukların sebebi kendisiyken susmaya niyeti yoktu. "Gelecek mi?" diye sordu bu sırada. Aras, olumlu baş salladığında, göğe baktı yeniden. "Onunla yüzleşmekten çekinsem de bunun sebebi bana kızacak olması değil artık."

"Peki ya neden çekiniyorsun?"

Bakışlarını bulutlardan indirip, bal rengi gözlere verdi. "Çünkü meleklerin güvenini tek başına kırmadın. Onları her defasında daha fazla hayal kırıklığına uğratan ve en fazla bedel ödemesi gereken biri varsa o da benim."

"Böyle düşünmeni istemiyorum."

Gülümseyerek iki yana salladı başını Açelya. "Artık toy bir genç değilim Ebyaz." Bakışlarındaki parlaklık şefkate dönüşürken ona, kendisinden daha çok değer vereni bile her şeyden koruyabilmek istedi. Oysa sadece bir insandı ve yapacakları inanılmaz derecede sınırlıydı, yine de kendi duygularında ve düşüncelerinde değişen şeyler bambaşka bir kişiye dönüştüğünü hissettiriyordu. "Her zaman hatalar yaptım ve çoğu zaman göremedim, şimdi ise görüyorum ve onlara verdiğim güvensizlik için üzülüyorum. Yüzleşmek zorundayım ve yeniden güvenlerini kazanmalıyım."

Sustu Aras. Şu anda Açelya ile tek farkı bir melek - şeytan melezi olmasıydı. Haricinde, karşısında konuşan kişi sanki kendisiydi...

"Başarmanı umuyorum Fâni Kızı." Söz bir yankı gibi çarptı bedenlerine, o an birkaç metre ötede beton üzerinde küçük bir gölge belirdi. Saniyeler içindeyse o gölge üzerine ayaklarını basarak siyah kanatlarını kapadı melek. Yüzündeki ifade her zamankini aratmadı. "Hatayı bir derse ya da cezaya çeviren nedir, bilir misiniz?" Her ikisine de derinlemesine bakarken kızın sadece saçlarında yaptığı bir oyunla ne kadar değiştiği üzerinde düşündü biraz da. Sadece görüntüsü değil, duruşu bile değişmişti. "Bir ders alınmışsa o hata tekrarlanmaz. Çünkü gereken şey zaten öğrenilmiştir fakat sonuç bir ceza ise bu en başından beri bir hata değildir zaten; bile isteye yanlış olanı tercih etmektir."

Açelya, gelir gelmez ilk dersi veren Cesaret Meleği'ne biraz çekingenlik, biraz hayranlık, biraz korku, biraz da sevinç içinde yaklaştı. Bakışlarını semada dolaştırdıktan hemen sonra avucunu yarım oval bir hareketle kaldırdı melek, bu sayede yağmur dokunmadı üzerlerine. "Bir ceza almaya hazırım."

Erelim, biraz gülümsedi fakat ifadesi değişmedi. "Hakettiğini mi düşünüyorsun?"

"Elbette."

MAHZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin