21. Bölüm - Duman Ordusu

57 12 104
                                    

Ailemizi birlikte büyütelim.

Keyifli okumalar!

♾️

Gerginliğin hat safhada olduğu an, mekana bürünen sessizlik rahatsız edici şekilde ilerliyordu ki aynı adam, "Enerjileri hissetmekte uzman olan bebeğimiz, bu kez neden böylesine stresli duruyor?" diye sorunca engelledi bunu. Başını diğer tarafa yatırdığı sırada baştan aşağı süzdü onu apaçık bir şekilde.

Söylenilene ister istemez katılan Mahz, hazır bir şekilde beklemeye devam ederken bu kez daha da odaklı şekilde yoğunlaştı yayılan enerjiye. Aslında düşman safta olabilecek bir dalgada değillerdi, bunu net şekilde alabilse de bir türlü asıl olaya kendini veremiyordu. Kendilerini gizliyorlar ya da bu durum onlar için  normal miydi, bilemiyordu. "Gizlisiniz," dedi kaçamak cevaplardan kaçınmak yerine. "Size bu kadar hızlı güvenmemi bekleyecek kadar acemi ya da kendinizden habersiz değilsinizdir diye düşünüyorum?"

Kadın, dudak ucunu kıvırıp gülümserken arkasındakine baktı göz ucuyla. Bordo ruju, bir yanı siyah, diğer yanı beyaz olan saçlarıyla birlikte ona daha asil bir hava veriyor olsa da buna eş değer tüm duruş, boyu daha uzun olan adamın gözlerine aitti. Saçlarıyla aynı renkte olmasına rağmen sanki bakışlarındaki ifade değiştikçe gri gözleri de koyulaşıp, açılıyordu. "Bir bebek böylesine zeki kelamlar edemez, değil mi Phul?"

Kadının tebessüm eden yüzündeki keskin bakışları, ismi duyan Melez'in Oğlu'nun yaşadığı şaşkınlık ve heyecandan doğan sözlere döndü saniyeler içinde. "Phul mu?" Anında yakalamıştı durumu. Hemen önündeki bu iki kişi, Sapiensler'in bahsettiği iki kardeşi tamamlıyordu gerçekten de! Üstüne üstlük birinin ifşa olan ismi de tüm sisleri ortadan ustaca kaldırmıştı. "Ay'ın Efendisi?"

"Ah," diye sessizce yakınan adam, öndeki kadının kulağına eğildi hafifçe. "Bu durum, her defasında hem hoşuma gidiyor hem de sıkıyor."

Aralarındaki konuşmalar arasında kendi üzerine aldığı bakışları göz ardı ederek, "O zaman siz de Leilel olmalısınız, değil mi?" diye sözlerine devam eden gencin parıldamaya başlayan irisleriyle zihnine konan anılar, giderek arttırıyordu duygularını. Onların, özellikle de Ay'ın Efendisi'nin ne kadar önemli olduğunun farkında olarak devam etti. Kendisine bu kez merakla bakan kadına, "Sizinle böyle karşılaşacağımı düşünemezdim," şeklinde bir itiraf yolladı.

"Sen," dedi Leilel, ilgisini daha fazla yöneltmişti. Birkaç adım daha attığı sırada kardeşi de onunla ilerledi fakat bu kez kadının arkasında değil, Mahz'ın hemen yanında durdu. "Bizim tanıyor olmamız pek sürpriz cevap değil fakat sen, bizi nasıl tanıyorsun?"

Yüzüne damlayan yağmurun şiddeti giderek azaldı ve karıncalanma uyandıran minik dokunuşlara dönüştü. Gelip geçen birkaç araç, kornalarla kendi aralarında selamlaştı. Yaşanılan son olayların ardından nihayetinde gerçekleşen güzel adımı, diğerlerine haber vermenin heyecanı içinde kalmıştı Mahz. "Bu çok uzun bir hikaye," diye verdiği cevabın ardından, bir adım geriye çekilerek saygıyla hafifçe eğilip kalktı. "Daha fazla şeyler biliyor olmalısınız ve buradaysanız, bence cevabı siz de biliyorsunuz."

"Şuna bak," dedi Phul, kardeşine baktığı sırada parmağıyla Mahz'ı işaret etti. "Bu bebek, gerçekten de yaşından daha olgun konuşuyor."

"Phul, ona bebek dememen gerekiyor."

"917 yaşında birisi için, bir bebek sayılmaz mı?" Omuz silkip, ellerini cebine yerleştirdikten hemen sonra bir cevap beklemeden, oyalanmak istemediğini anlatırcasına arkasını dönerek ilerlemeye başladı. Islanıyor olmak umurunda değildi hatta ıslanmayı seviyor olduğu, yürüdüğü halde çehresini semaya kaldırmasından açıkça belliydi. Ardından bakan Leilel, alnını ovaladıktan sonra ellerini beline yerleştirmişti ki epeyce uzaklaşan Phul, "Hey bebek! Yola koyul!" diye bağırarak duyurdu sesini.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 09 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MAHZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin