18. Bölüm - Kalkınma

91 13 141
                                    

Ailemizi birlikte büyütelim.

Keyifli okumalar!

♾️

Uzunca boyları ve ihtişamlı görünüşleriyle öylece dikilen iki kişinin saniyeler içinde devraldığı hakimlik sonrasında, her şeyi en baştan konuşmayı ileri sürdü melek. Yine kendisinden gizli bir işlerin döndüğü ve meyve verdiği aşikardı fakat bu kez, durum diğerleri gibi değildi. Açelya ile göz teması sırasında tanınmışlığı hissettiren o mimikler ortadaydı. Ki zaten, Esme'yle başlayan bu işte onun bilgisiz kalacak olması kaçınılmaz olurdu.

İnsanlar koltuklarda yeniden otururken Ebyaz ve Uriel, ayakta kalmayı tercih etti. Kalan boş koltuğa rağmen Sapiensler ise yerde ters bağdaş kurarak oturdular. Yüzlerini gölgeleyen pelerini indirdiklerinde, alınlarında duran ve biraz da burunlarına doğru ilerleyen ilginç maskeleri dikkat çekti hemen. Gözleri dahi, beden renkleriyle aynıydı. En ilgi çekici olan ise normal denilecek gözlerinin çapraz alt köşelerinde daha küçük olacak şekilde, üçüncü ve dördüncü olanlar vardı.

"Size, Esme ile nasıl karşılaştığınızı sormayacağım," diye söze başladı Uriel. "Değiştiremeyeceğim bir şeyin temelini karıştırmak istemiyorum. Asıl öğrenmek istediğim şey, bundan sonrası."

Oldukça sakin bir şekilde dinliyordu her ikisi de. Yeşil olan biraz daha arkada oturmuştu, öndeki Sapiens ona yarım bir dönüşle bakınıp, gülümsediğinde, aynı ifadeye büründü o da. "Beyazını bulmak için ilk önce sizi bulmaya çalışan Tabris ve Naamah'ın Oğlu, daha önce hiç bulunmadığı bir noktaya gitmişti, değil mi?" Nereden bildiği merak konusu olan sözleri sırasında, birbirine kapatmış olduğu avuçlarını usulca ayırıp, öne eğdi. Boşlukta bir yerde minik bir şekilde aniden dönen ışıltılar yavaşlayıp durduktan hemen sonra, sağ taraftakinden gelen titreşimle soldaki daire ondan tarafa aktı. "Sizlerin bizi bilmiyor oluşu; bizim, sizleri bilmiyor olduğunuz anlamına gelmemekte. Hakkımızda duyumlar alsanız dahi tam teşkilatlı bilgi haznenizin olmasına ne yazık ki imkan yoktu. Biz, bir titreşim duyduk ve aktık; bizi çağırana kadar..."

"Esme..." İsmi mırıldanan Aras'tı.

Uriel, Mahz ve Ebyaz gibi her şeyi özenle takip ediyorken Açelya için ise her şey oldukça rahat ve bilindikti. Tüm açıklamayı sadece onlara bırakmayı değil, olayın bizzat içinde olarak kendi sözleriyle adımların ilerlemesini isteyerek, "Meleklerden gizli bir şekilde bağ kurmuştu zaten. Bir zamanlar duyumunu aldığı ve varlıklarına sadece inanmaktan başka elinde bir bilgisi yoktu. Yani, yoluna düştüğü bu görevi kusursuz tamamlamak için, onlara ulaşmaktan başka şansı yoktu," diye konuşarak konuya dahil oldu. O sözü devraldığı esnada ona dönen bakışlar yumuşadı ve gülümsedi adeta. Bu gizemli kişiler ve fâni arasında tahmin edilenden de samimi bir iletişim vardı besbelli. "Onlar güvenebileceğimiz en güçlü ırklardan birisi, Uriel."

"Güven meselesinin netliğini sözlerde değil, bana aktarılan hissiyatta arayacağım," sözüyle dik duruşuna devam etti melek. Az da olsa bildiği şeyler vardı ve kulak aşinalığı olarak Bilge Irk başlığına temel atmış bu kişilerden bir düşmanlık gelmeyeceğini de anlayabiliyordu. Fakat onu düşündüren bu değildi. "Ne zamandır dünyada adımız var?"

"Üç yıldır," cevabı geldi öndekinden.

"Mahz doğduğu yıldan beri." Diğerlerinden daha alçak tuttuğu sesiyle tamamlama yaptı Aras.

Beden diliyle onay verdi aynı kişi. "Endişenizin farkındayım, Baş Melek Uriel. Melek Esme ile iletişime geçtiğimiz ilk zamanlarda bu savaşa katılmayı hemen kabul etmediğimizi size bildirmek isterim. İnsanlık, bizlerden daha titizlikle ilerleyen bir alem. Daha fazla sınırlara sahipler. Sapiensler olarak, konu hakkında konuştuk. Bu savaşa yardım etmek bize bir şey kazandırmayacak fakat kaybettirmeyecek de."

MAHZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin